Yazan
Mesaj

AKALIN
SAYIN TUNCER,

(A) Kitapçığının 76. sorusu ile ilgili sanırım herkes hemfikir, 43. soru ile ilgili olarak
25.10.2008
haklı olabilirsiniz. Hatta O.Çalık beyin 51. soru ile ilgili yorumları da doğru olabilir.

43 ve 51. soruları ben de sınavda sizler gibi yorumladım. O.Çalık Bey'e itirazım Tapu

Sicil Tüzüğü doğrultusunda idi. Tüzüğe baktığımızda soru doğru gibi görünüyor.

43. soru ile ilgili olarak ise, öncelikli olarak Medeni Kanun ve T.S.T.göre tapu

kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen Bağımsız ve Sürekli Hakların sınırlı ayni hak

olup olmadığını belirlemek gerekiyor.

Ayni haklar, sınırsız ve sınırlı olmak üzere ikiye ayrılırlar. Sınırsız ayni hak, yalnızca

mülkiyet hakkında söz konusudur. Sınırlı ayni haklar ise, irtifak hakları, rehin

hakları ve gayrimenkul mükellefiyeti yani taşınmaz yükü olmak üzere üçe

ayrılmaktadır.

İntifa hakkı sınırlı bir ayni haktır. Şahsi irtifak hakları grubuna giren bir irtifak

hakkıdır ve diğer irtifak haklarına göre sahibine daha geniş yetkiler vermektedir. Bu

hak, sahibine hakkın konusu şey üzerinde tam yararlanma hakkı sağlamaktadır.

Ancak süre ile sınırlıdır ve devri mümkün değildir.

Bağımsız ve Sürekli Haklar ise, başkasına devredilebilen ve mirasçılara intikali

mümkün olan herhangi bir yasaklama veya izine tabi olmayan, otuz yıl ve daha

fazla süre için kurulmuş ve tapu kütüğünde ayrı bir sayfaya bir gayrimenkul gibi

tescil edilmiş üst hakkı, kaynak hakkı gibi irtifak hakkı şeklinde tanımlanmaktadır

ki tüm bu tanımlamalar Genel Müdürlüğümüzün internet sitesinde mevcuttur.

Bu durumda Bağımsız ve sürekli haklarında irtifak hakkı olduğunu görüyoruz.

İrtifak hakkıda sınırlı ayni haklardan olduğuna göre ve bağımsız ve sürekli haklarda

tapu kütüğünde ayrı bir sayfaya kaydedillerek başkasına devri mümkün olduğuna

göre sınırlı ayni haklar arasında sahibine en geniş yararlanma yetkisini veren hak

olmaktadır.

Sonuç olarak soru doğru gibi görülüyor. Ancak tabi ki bu tamamen benim şahsi

yorumumdur. Bu konularda üstadlarımızın da yorumlarını bekliyorum. O zaman biz

yurtsever02
VERASET BELGESİ

Mirasçılardan biri mirası red ediyor ve bununla ilgili Mahkeme kararı alıyor. Ancak
30.10.2008
veraset belgesini veren mahkeme ise mirası red eden kişinin hissesini diğer

mirasçılar gibi veraset belgesinde gösteriyor. Tapu sicil müdürlüğü ise hakimin

veraset belgesi verirken mirasın reddini nazara almasını ve ona göre mirasçıların

paylarının belirlenmesi gerekir diye talep sahiplerine iletiyor. Talep sahipleri bunu

ilgili mahkemeye iletiyorlarlar. Mahkeme Hakimi bunu tapu sicil müdürlüğünün

yapması gerekir diye, talep sahiplerini tapu sicil müdürlüğüne tekrar

yönlendiriyor.

TMK. MADDE 611.- Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras

açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.

Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, mirasbırakanın ölüme bağlı

tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, miras bırakanın en

yakın yasal mirasçılarına kalır. denilmektedir.

Bu nedenle mirası rededenin payının kimlere kalacağını veraset belgesinde

gösterilmesi gerekir. Ayrıca "Türk Medeni Kanununun velayet, Vesayet ve Miras

Hükümlerinin Uygulamasına İlişkin Tüzüğü"nün Mirasın reddine ilişkin ikinci

bölümün reddin şekline ilişkin 39. maddesindende açıklamalar var. Bu nedenlerle

Tapu sicil Müdürlüğü nasıl bir yol izlemelidir.

Sayfa 13 of 238
Żlk Önceki Sonraki Son