Yazan
Mesaj

Emre Ergin Ergani
"esin suzan" dikkatine;

Yola cephesi olmayan bir parsel için yola cephesi olan diğer bir parsel üzerinden
14.08.2009
gecit hakkı tesisi mümkündür. Bunun için her iki parsel malikinin/maliklarinin de,

kimlik ve tapu senedi ile kadastro müdürlüğüne başvurması gerekir. Kadastro

Müdürlüğü tarafından bir "değişiklik tasarımı" hazırlanır. Yapılan işin imar

mevzuatına uygun olup olmadığının onayı için hazırlanan bu tasarım, belediye

encümeni ya da il özel idaresi tarafından onaylandıktan sonra tescil bildirimi

düzenlenir ve bu tescil bildirimine uygun olarak tapu kütüğü üzerinde tescili

sağlanır. İşin Tapu ve Kadastro boyutunu bu şekildedir.

Yola cephesi olmayan bir parselde yapı için ruhsat alınıp alınamayacağı Tapu ve

Kadastro İdaresinin yetkisi dışındadır.

Eğer yapıyı yapacak kişiler köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturan kişilerse,

bunların köy yerleşik alanları ve civarında yapacakları konut, hayvancılık veya

tarımsal amaçlı yapılar için inşaat ruhsatı aranmayacağından, yapılan binanın

tapu siciline işlennmesi (cins değişikliği) için muhtarlığın izin yazısı yeterlidir. (Bu

konuda 3194 sayılı İmar Kanununun 27.maddesini ve Plânsız Alanlar İmar

Yönetmeliğini okumanızı öneririm.).Emre ERGİN ERGANİ

mustafa06
merhaba,

Çalışmakta olduğumuz parselasyon planı kapsamında kalan tescil harici alanlar ile
17.08.2009
ilgili olarak Milli Emlak ile ihtilafa düştük, plan kapsamındaki tescil harici

alanlardan sadece yapı adalarına rastlayan alanları ihdas olarak gösterip Maliye

Hazinesi adına girdi olarak hesaba katıyoruz, Milli Emlak ise plan kapsamında

kalan tüm tescil harici alanların, yola, parka ve diğer DOP'tan karşılanan alanlara

rastlayan kısımlarıda ihdas olarak hesaba katmamız gerektiğini söylüyor. Durum

mahkemeye intikal etti, konu ile ilgili görüşlerinizi bildirirseniz sevinirim.

nevzatsari
İMAR UYGULAMALRINDA TESCİL HARİCİ ALANLARIN DURUMU (mustafa06 dikkatine)

İmar Planında genel hizmet alanlarına isabet eden, devletin hüküm ve tasarrufu
17.08.2009
altında olup da tespit harici bırakılan alanların, öncelikle imar planındaki

kullanım amacı kapsamında tasarrufa konu edilmeden önce Maliye Hazinesi

adına tescil edilmesi, daha sonra sicilden terkin edilmesi ve terkin nedeniyle

kapatılan kaydın kütük sayfasının beyanlar hanesinde gerekli belirtmenin

yapılması gerekir.

Her ne kadar 1993/5 sayılı genelgede, genel hizmet alanlarına isabet eden, bu gibi

tescil harici alanların hazine adına tescili ve sonra da İmar Yasasının 11. madde

kapsamında Maliye Bakanlığının oluru alınmaksızın sicilden terkin edilmesi ön

görülmüşse de; bu gibi yerler de hazine adına tescil edilmeli ve terkin edilmeden

önce tapuya tescilli diğer hazine parselleri gibi Maliye Bakanlığı’nın onayı

alındıktan sonra, terkinleri yapılmalıdır.

Zira İmar Kanunun 11. maddesi, tapuya tescilli hazine parselleri için hüküm ifade

etmektedir ve bu maddede de "devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici"

alanlardan bahsedilmemektedir. Dolayısıyla tescil harici alanlar da hazine adına

tescil edilmeli ve belediyece talep olması halinde bakanlık olurundan sonra İmar

Yasasının 11. md. gereğince sicilden terkin edilmelidir.

Kaldı ki, hazine imar uygulamasından önce tüm tescil harici alanların idari yoldan

tescilini isteseydi zaten kurum olarak biz, 2006/8 sayılı genelge gereği tüm alanları

hazine adına tescilini yapacaktık. Zaten imar uygulamalarında doğru olan yol da,

tescil harici tüm alanların 2008/6 sayılı genelge gereğince ilk önce hazine adına

tescillerinin yapılmasıdır.

Bu nedenlerle, tescil harici alan olup da imar planında genel hizmet alanlarına

rastlayan yerlerin tarafınızca tescil edilmemesi ve hesaba katılmamasının doğru

olmadığı değerlendirilmektedir. Nevzat İhsan SARI / Müfettiş Yrd.

Sayfa 39 of 298
Żlk Önceki Sonraki Son