KIRIK CAM TEORİSİ

11 yıl 3 hafta önce #112 Yazan: m.satır
KIRIK CAM TEORİSİ (*)
Amerika’da, şehir merkezindeki bazı binalar gayet iyi durumdayken bazılarının harabe durumunda olmasının gerekçesini bulmak için yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmış bir tetikleme mekanizmasıdır.
Bir bina nasıl harabeye döner sorusuna, kırık bir cam ile cevabı verilmiştir. Uzun sayılabilecek bir süre boyunca kırık kalan bir cam belli bir süre sonra bina sakinlerinin bilinçaltında umursamama etkisi yarattığı savunulmaktadır. Daha sonra bir cam daha kırılmakta, binanın boyası dökülmeye başlamaktadır, birisi sprey boyayla yazılar yazıyor ve bir bakmışsınız ki binanın eski halinden eser yok, diye savunulan tezdir.
Kırık cam teorisi Newyork ve diğer büyük şehirlerin polis departmanları tarafından da fark edilmiş ve düzensizlikler henüz küçükken çözüm bulunması (kırık camların onarılması dahil) sorun büyüyünce uğraşmak yerine tercih edilen yöntem olmuştur. Bu sayede suç oranlarında önemli düşüş gözlenmiştir.
“Olumsuzluklarla mücadeleyi nasıl başardınız?” sorusuna Newyork Valisi Guiliani’nin cevabı: “Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, biri, bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım.”
Bir sokağın suç bölgesine dönüşme süreci önce tek bir pencere camının kırılmasıyla başlıyor. Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse, oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünüyor, diğer camları da kırıyor. Ardından daha büyük suçlar geliyor; bir süre sonra o sokak, polisin giremediği bir mahalleye dönüşüyor. Bunu anlayan New York polisi, önce küçük suçların peşine düşmüş. Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri, hatta içki şişelerini yola atanları bile yakalayıp haklarında işlem yapmış. Polis bu kararlılığıyla “Küçük müçük, bizim için hiç fark etmez; bu sokağın, metro istasyonunun veya mahallenin suç üreten bir bölge olmasına izin vermeyeceğiz.” demiş.
Kırık Cam Teorisi’ ABD’li suç psikologu Philip Zimbardo’nun 1969’da yaptığı bir deneyden ilham alarak geliştirilmişti. Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model Oldsmobile bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı.
Ve olup bitenleri gizli kamerayla izledi. Bronx’taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından Zimbardo ile iki öğrencisi ‘sağ kalan’ otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti.
“Demek ki” diyordu Zimbardo, ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.
*Alıntıdır.
***** ***** *****
“Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz” sözü geleneksel kültürümüzde bir erdem kriteri olarak yer almıştır.Tabi noksanını bilince onu gidermek de gerekecektir.O yüzden gerek kurumsal gerekse kişisel bazda bir boşluk veya bir istismara fırsat verecek alan olması “Kırık Cam Teorisi” anlatımında izah edilen durumlarla bizi karşı karşıya getirebilecektir.Tedbir daha kolay,telafi daha maliyetlidir..Mehmet SATIR / Selçuk Tapu Müdürü
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: hkocak

Lütfen sohbete katılmak için Giriş .

Sayfa oluşturma süresi: 0.050 saniye
Geliştiren: Kunena Forum