- İletiler: 3
- Size Teşekkür Edenler: 0
Tapudaki yüzölçümünün, sınırlardan küçük olması
- Kemalbabaoglu
- Konu Yazarı
- Çevrimdışı
- New Member
Az
Çok
1 yıl 9 ay önce #7729
Yazan: Kemalbabaoglu
Sayın Hocam merhabalar. Çok araştırdığım ancak net bir cevap bulamadığım bir hususta kıymetli fikirlerinize ihtiyacım var. 1960 yılında dedemin köyünden 6 parça arazi tapusu(geldileri temmuz 1289) icra yoluyla Cemil isminde bir vatandaş tarafından satın alınıyor. Dedem ise söz konusu tapuların 2/3 hissesini noter satış vaadi ile Cemil isminde vatandaştan satın alıyor. Söz konusu araziye ilişkin olarak aynı köyden başka bir kişi 1310 tarihli bir tapuya dayanarak hak iddia ediyor ve dedem ile Cemil ismindeki vatandaş aleyhine dava açıyor. Dava şu an kadastro mahkemesinde devam ediyor. Yaklaşık 60 yıldır devam eden davanın şu an ki aşamasında 1289 tarihli yani Cemil ismindeki vatandaşın tapusunun öncelikli olduğu kabul ediliyor yani bu durum lehşmize. Ancak şöyle bir sorun var. 6 parça tapuya ilişkin icra ilanında, 1289 tarihli 6 parça tapunun tahminen toplam1250 dönüm olduğu belirtiliyor(her bir parça için ayrı ayrı yüzölçümü belirtilmiş). Ancak icradan satın alma neticesinde çıkarılan yeni 1960 tarihli 6 parça tapunun hepsinin ayrı ayrı yüzölçümü aynı(20,56m² yani 20 dönüm) olarak belirtilmiş ki kadastrosu dahi yapılmamış olan ve dere gibi doğal sınırları da bulunan bir yerdeki 6 tapunun yüzölçümlerinin aynı olması imkansız diye düşünüyorum. Ayrıca bu 6parça tapuda sınırlar belirtilmiş ise de sınırlar mahkeme tarafından tam olarak tespit edilememiştir. Zira sınır olarak Azizin tarlası, Osmanın tarlası gibi ifadeler kullanılmıştır ve bu kişiler tanınmamaktadır. Gelinen son aşamada yargıtay bozma kararı vererek 6 parça tapunun sınırlarının yüzölçümleriyle sınırlı olmak üzere belirlenmesi gerektiğine hükmetmiştir. Ancak dediğim gibi icra ilanında tahminen toplam 1250 dönüm olarak belirlenen 6 parça arazi, tapu senetlerinde toplam 120 dönüm olarak belirlenmektedir. Bu kadar farkın olması normal mi yoksa tapudaki 20,56 m² ifadesi matbu olarak herhangi bir ölçüm yapılmadan tabiri caizse kafadan atılarak mı yazılmıştır? Yazılarınızda devletin, mülkiyet hakkını yüzölçümüyle değil sınırlarıyla güvence altına aldığını belirtmişsiniz ancak mahkeme bu durumu dikkate almamış. Bu durumda yüzölçümünün doğru olmadığı hususunu mevcut davada mı ileri sürmeliyim(bu iddia daha önce maalesef hiç dile getirilmemiş) yoksa sulh hukuk mahkemesinde ayrı bir dava mı açmalıyım? (dava açarsam sınırlar belli olmadığı için mahkeme inceleme yapamaz diye düşünüyorum.) Ne yapacağımı bilemiyorum büyük bir haksızlık var. Değerli fikirlerinizden yararlanmak istiyorum.
Lütfen sohbete katılmak için Giriş .
- hkocak
- Çevrimdışı
- Administrator
Az
Çok
- İletiler: 1465
- Başarı: 31
- Size Teşekkür Edenler: 1169
1 yıl 9 ay önce - 1 yıl 9 ay önce #7731
Yazan: hkocak
Sn."kemalbabaoglu" dikkatine;
Evet; "Devlet, mülkiyet hakkını yüzölçümüyle değil, sınırlarıyla güvence altına alır." Yargıtay kararları bu doğrultudadır. Ancak sınırlar net olarak ortaya konabiliyorsa... "Azizin tarlası, Osmanın tarlası gibi ifadeler kullanılmıştır bu kişiler de tanınmamaktadır" diye siz de yazmışsınız. Tahminin, bahsettiğiniz yerlerin sınırları tam olarak belli değil, sizin yerlerinizin bitiminde belirgin bir sınır da yok. Sınır olarak dereden de bahsediyorsunuz ama dere her zaman sabit sınır olarak görülmez. Çünkü yatak değiştirmesi mümkün olan dereler vardır. Yatak değiştirmediği bilirkişi raporuyla kesin olarak ortaya konabiliyorsa, o kısım bazında bir sınır sabitlemesi yapılabilir ama takdir edersiniz ki o da bütün sınırların sabitlenmesi anlamına gelmez.
Diğer konu, İcra ilânlarında 1250 dönüm, tapu senetleri toplamı 120 dönüm diyorsunuz. Bu kadar bariz hata olmaz ama ortada bir hata var?... Bu konuda sonuca şu şekilde ulaşmak gerekir. İcraya çıkan taşınmazlar toplamı 1289 tarihli tapu idi. Önce bunun tapu siciline (zabıt defterine) bakmak gerekir. Esas olan odur...
Sicilde yazan ya da yazanların toplamı (yaklaşık ya da net) 120 dönüm iken icra ilânına 1250 dönüm olarak mı çıkmış, yoksa 1289 tarihli kayıt ile icra ilanına çıkan aşağı yukarı eşit ya da birbirine çok yakın olduğu halde, daha sonra düzenlenen tapu senetlerinin toplam miktarı mı 120 dönüm gösterilmiş.
Eğer 1289 tarihli kök kaydı 120 dönümü işaret ediyorsa, yapacak bir şey yok. Kaldı ki, dedeniz de Cemil isimli kişiden o yeri yeniden satın alırken tapu senedinde de (kaydında da) toplamda 120 dönüm idi... Yok eğer, ilk kök kaydı 1250 dönümü işaret ediyorsa (ki kök kaydı ile icra ilânındaki birbirini teyit ediyor demektir); o zaman bu yöndeki iddianızı dile getirmek istiyorsanız; (Usul ekonomisi açısından) aynı davada dile getirebilirsiniz. ... Hüseyin KOÇAK
Evet; "Devlet, mülkiyet hakkını yüzölçümüyle değil, sınırlarıyla güvence altına alır." Yargıtay kararları bu doğrultudadır. Ancak sınırlar net olarak ortaya konabiliyorsa... "Azizin tarlası, Osmanın tarlası gibi ifadeler kullanılmıştır bu kişiler de tanınmamaktadır" diye siz de yazmışsınız. Tahminin, bahsettiğiniz yerlerin sınırları tam olarak belli değil, sizin yerlerinizin bitiminde belirgin bir sınır da yok. Sınır olarak dereden de bahsediyorsunuz ama dere her zaman sabit sınır olarak görülmez. Çünkü yatak değiştirmesi mümkün olan dereler vardır. Yatak değiştirmediği bilirkişi raporuyla kesin olarak ortaya konabiliyorsa, o kısım bazında bir sınır sabitlemesi yapılabilir ama takdir edersiniz ki o da bütün sınırların sabitlenmesi anlamına gelmez.
Diğer konu, İcra ilânlarında 1250 dönüm, tapu senetleri toplamı 120 dönüm diyorsunuz. Bu kadar bariz hata olmaz ama ortada bir hata var?... Bu konuda sonuca şu şekilde ulaşmak gerekir. İcraya çıkan taşınmazlar toplamı 1289 tarihli tapu idi. Önce bunun tapu siciline (zabıt defterine) bakmak gerekir. Esas olan odur...
Sicilde yazan ya da yazanların toplamı (yaklaşık ya da net) 120 dönüm iken icra ilânına 1250 dönüm olarak mı çıkmış, yoksa 1289 tarihli kayıt ile icra ilanına çıkan aşağı yukarı eşit ya da birbirine çok yakın olduğu halde, daha sonra düzenlenen tapu senetlerinin toplam miktarı mı 120 dönüm gösterilmiş.
Eğer 1289 tarihli kök kaydı 120 dönümü işaret ediyorsa, yapacak bir şey yok. Kaldı ki, dedeniz de Cemil isimli kişiden o yeri yeniden satın alırken tapu senedinde de (kaydında da) toplamda 120 dönüm idi... Yok eğer, ilk kök kaydı 1250 dönümü işaret ediyorsa (ki kök kaydı ile icra ilânındaki birbirini teyit ediyor demektir); o zaman bu yöndeki iddianızı dile getirmek istiyorsanız; (Usul ekonomisi açısından) aynı davada dile getirebilirsiniz. ... Hüseyin KOÇAK
Son Düzenleme: 1 yıl 9 ay önce Yazan: hkocak.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: Kemalbabaoglu
Lütfen sohbete katılmak için Giriş .
- Kemalbabaoglu
- Konu Yazarı
- Çevrimdışı
- New Member
Az
Çok
- İletiler: 3
- Size Teşekkür Edenler: 0
1 yıl 9 ay önce #7732
Yazan: Kemalbabaoglu
Sayın Hocam cevabınız beni üzse de uzun soru mu okuyup tane tane açıkladığınız, emek ve değer verdiğiniz için çok mutlu oldum, çok teşekkür ediyorum. Allah sizden razı olsun
Lütfen sohbete katılmak için Giriş .
Sayfa oluşturma süresi: 0.113 saniye