A – Parselasyona Tabi Parselde Hata ve Düzeltme
3194 sayılı İmar Kanununun 18’inci maddesinin uygulamasıyla oluşan parsellerde yapılan teknik hataların idari yoldan düzeltilmesinde de tereddütler bulunmakta idi;
Birincisi, bu parsellerin kadastro sonrasında oluşması nedeniyle 41 uygulanıp, uygulanmayacağı,
İkincisi ise 18’inci madde uygulamasını belediyeler ya da il özel idareler yetkili olduğu için, yapılan hataların da yine bu kurumlar tarafından telafi edilip edilmeyeceği idi.
İkinci sorun daha ön plâna geçmekte idi ve Genel Müdürlük talimatları da; uygulamayı yapan kurumun ada bazında tadilat yapması gerektiği yolunda idi.
Bu sorunlardan birincisi; 5304 sayılı Kanunla 41’inci maddede yapılan değişiklikle giderilmiştir. İkinci sorun ise tam olarak açıklığa kavuşamamıştır.
* İmar parsellerinde yapılacak düzeltmeler üç ayrı başlık halinde ele alınarak inceleme konusu edilecektir.
Birincisi; imar planı uygulamasına tabi tutulan sahada bulunan kadastro parsellerinde tespit edilen hatanın düzeltilmesi,
İkincisi; kısmen imar uygulamasına tabi parsellerde hata tespiti halinde, bunun düzeltilmesi,
Üçüncüsü ise; imar çalışmalarıyla oluşmuş parsellerde yapılacak hataların düzeltilmesidir.
B – İmar Uygulamasına Tabi Kadastro Parsellerinde Hata
1 – İmar planı uygulamasına tabi kadastro parsellerinde hata tespit edilmesi halinde yapılması gereken şey, bu hatanın düzeltilmesi ve parsellerin, uygulamaya doğru yüzölçüm değerleriyle alınmasıdır.
(Tescilli yüzölçüm değeriyle yeni bulunan değer arasındaki fark tecviz içerisinde kalıyorsa ya da tecvizi aşsa bile fark bir kaba hatanın varlığını gösterir boyutta değilse düzeltme yapmaya gerek yoktur. Zira kontrol evraklar üzerinden yapılmaktadır ve de bulunan yeni değer mutlak doğru değer kabul edilmemelidir. Ancak iki değer arasındaki fark tecvizi aşıyorsa o zaman mutlaka düzeltme yapılmalıdır.)
2 – Yapılan kontrol sonucu tescilli yüzölçüm ile kontrol amaçlı yapılan hesaplama sonucu bulanan yüzölçümü arasındaki fark bir kaba hatanın varlığını gösterir boyutta ise; herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermemek bakımından, uygulamaya geçilmeden önce mutlak surette yüzölçüm düzeltmesi yapılmalıdır.
(Yüzölçüm düzeltmesi; ilgilisinin muvafakati sağlanabiliyorsa 2022/7 nolu genelgenin 10’uncu maddesine göre; muvafakati sağlanamıyorsa ya da hata 2022/7 nolu genelge kapsamında düzeltilebilecek bir hata değilse 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41’inci maddesine göre yapılmalıdır.)
DANIŞTAY’ın konuyla ilgili bir kararı; “Parselasyon işlemi sırasında tapu sicil kayıtlarındaki yüzölçümün esas alınacağı” yolundadır. (DANIŞTAY 6.Da. 17.04.2003 ta. E.2002/330, K.2003/2297 sayılı kararı.)
O nedenle de öncelikle düzeltmenin yapılması gerekir.
Aksi halde; tapu sicilindeki yüzölçüm değeri hatalı olduğu halde, düzeltme yapılmadan – fazlalık ya da eksiklik DOP’a giden kısımda eritilerek – işlem yapmak yoluna gidilebilmektedir. İlgilisinin, yüzölçüm hatasından haberi olmadığından böyle bir uygulamaya – yüzölçüm nedeniyle – itiraz da edemeyecektir.
Tapu sicilindeki hatalı yüzölçüm değeriyle uygulama yapma durumunda; yeni hesapta parselin yüzölçümü artmışsa ilgilisi zarara uğratılmış olabileceği gibi, eksilmesi durumunda ise o taşınmaz lehine işlem yapılırken, diğer taşınmazlar aleyhine olacak (Daha fazla DOP kesilmesi) şeklinde bir sonuca ulaşacaktır…
Ş ö y l e k i ;
Örnek 1 – Uygulamaya tabi parsel 1 500 m2 olarak tescillidir. Kontrol çalışmasında bu parselin 1000 m2 geldiği görülüyor. Yüzölçümde küçülme olduğu için ilgilisi muvafakat vermiyor.
Uygulama sahası için belirlenen DOP oranı %25’dir.
Bu parsel uygulamaya tescilli yüzölçümüyle alınırsa; 1500 m2 den, %25 DOP düşüldükten sonra 1 125 m2 lik imar parseli tahsisi edilecektir. Yani; fiilen 1000 m2 yere karşılık, 1 125 m2 yer verilmiş olacaktır.
Örnek 2 – Tam tersi tescilli yüzölçüm 1000 m2 iken kontrol sırasında 1500 m2 bulunuyorsa; bu parsel uygulamaya tescilli yüzölçümle alınırsa, %25 DOP düşüldükten sonra 750 m2 yer verilecektir. Taşınmazın gerçek yüzölçümü 1500 m2 olduğuna göre, uygulamaya giren diğer parsellerden %25 DOP kesilirken bu parselden %50 DOP kesilmiş olacaktır.
Bu tür hatalara sebep olunmamak bakımından, uygulamaya tabi parsellerde bir kaba hatanın varlığını gösterir yüzölçüm farklılığının tespiti durumunda, genel kural öncelikle hatanın düzeltilmesi daha sonra uygulamaya alınmasıdır.
C – İmara Kısmen Giren Parselde Hata ve Düzeltme
Parselin tamamı değil de, bir kısmı imar uygulamasına giriyorsa; yine uygulamayı aksatmamak için, hatanın türüne göre, mevzuata ters düşmeyecek şekilde düzeltme aşağıdaki gibi yapılmalıdır.
1 – Hata, Yüzölçüm Hesabında İse
Esas olan, uygulama öncesi hatanın düzeltilmesidir. Ancak, işlem ivedilik arz ediyor fakat düzeltme için ilgilisi muvafakat etmiyorsa işlemin aksayacağı muhakkaktır.
Bu nedenle de; Parselin imar uygulamasına giren bölümü kesin değeriyle hesaplanmalı, bu değer uygulamaya tabi parselin yüzölçümünden düşülmeli, hata ise, daha sonra düzeltilmek üzere kalan kısımda bırakılmalıdır.
2022/7 nolu genelgenin 5’inci madde 11’inci fıkrası da bunu öngörmektedir… Aynı fıkrada ek olarak şu bilgi de yer almaktadır; “… Bu kısmın (yani hatanın bırakılmış olduğu kısım) yüzölçümünde yanılma sınırı dışında fark oluşması halinde fen klâsörü ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine, hatanın varlığına ilişkin belirtme konulur, tescil işleminden sonra 30 gün içinde, bu genelge kapsamında düzeltmeye başlanır.”
Bu duruma göre;
En başta ana parseldeki hata tecvizi aşıyor ise, uygulama dışında kalan ve hatanın bırakıldığı kısımdaki hata da tecvizi aşıyor olacaktır.
Ana parseldeki hata tecviz içinde kaldığı halde; hatanın bırakıldığı kısım yüzölçümüne göre tecvizi aşan bir durum ortaya çıkıyorsa;
Kadastro Müdürlüğü tarafından fen klâsörüne; Tapu Müdürlüğü tarafından da, tapu kütüğünün beyanlar hanesine; hatanın varlığına ilişkin belirtme konur… Ayrıca herhangi bir talebe gerek kalmaksızın, tescili takip eden 30 gün içinde 41’inci madde gereğince düzeltme çalışmalarına başlanması gerekmektedir.
* Hatanın, uygulamaya giren kısımda bırakılması ya da uygulamaya giren kısımla, kalan kısım arasında dağıtıma tabi tutulması doğru bir uygulama olmayacaktır.
Çünkü; Parselin yüzölçümünde küçülme varsa, dağıtım sonrası verilecek hisse, düzeltmeye giren gerçek yüzölçüme göre daha fazla olacak; tersine, yüzölçümde büyüme varsa, o takdirde de verilecek hisse düzenlemeye giren gerçek değere göre daha düşük kalacaktır.
Ö r n e ğ i n ;
Yarısı uygulamaya giren parselin tescilli yüzölçümü 4000 m2 olsun, uygulama sırasında yüzölçümde bir kaba hata olduğu fark edilsin ve son hesapta, aslında bu parselin gerçek yüzölçümünün 3000 m2 olduğu tespit edilmiş olsun.
Yüzölçümdeki küçülme nedeniyle ilgilisinin düzeltmeye muvafakat etmediği gibi 41 uygulaması halinde de dava yolunu seçecektir. Bu durumda hata, uygulamaya giren ve kalan kısma dağıtılması halinde şu şekilde bir sonuç çıkacaktır.
– Parselin gerçek yüzölçümü 3000 m² Uygulamaya giren kısmı ise 1500 m² dir. Hata dağıtımı yapıldığında uygulamaya giren kısım sanki 2000 m² imiş gibi işlem görecektir.
DOP oranının %35 olduğu varsayılırsa, uygulama sonucu bu parsel malikine verilecek hisse 1300 m².ye tekabül edecektir... Yani gerçekte 1500 m² olarak uygulamaya giren bir parsele karşılık 1300 m²’lik yer verilmiş olacaktır ki; bu ise, diğer parsellerden %35 DOP kesilirken bu parselden %13,33 DOP kesilmiş gibi bir sonuç elde edilmesine neden olacaktır.
– Tersine tescilli yüzölçüm 3000 m² iken, kontrol sırasında bulunan yüzölçüm 4000 m² çıkmış olsaydı ve parsel tescilli yüzölçümüyle uygulamaya alınmış olsaydı; o zaman da, parsel maliki mağdur edilmiş olurdu.
Bu tür durumlara fırsat vermemek için; parselin uygulamaya giren kısmı net değeriyle alınmalı, hata ise, daha sonra düzeltilmek üzere kalan kısımda bırakılmalıdır.
2 – Tersimat Hatası Varsa
- Parselin bir ya da birkaç noktasında tersimat hatası varsa ve hata düzeltilmesi halinde, uygulamaya giren kısmın yüzölçümüne herhangi bir etkisi olmuyorsa, yine, uygulamaya giren kısım kesin değeriyle hesaplanıp, parselin yüzölçümünden düşülmeli, kalan kısımda düzeltme daha sonra yapılmalıdır.
- Eğer tersimet hatası, uygulamaya giren kısımda kalıyorsa ya da bu kısımda kalmamasına karşın, düzeltilmesi halinde uygulamaya giren kısmın yüzölçümünü de etkiliyorsa; o takdirde düzeltme yapılması gerekecektir. Düzeltmenin yapılamadığı durumlarda yine yukarıda bahsedildiği üzere parsel, uygulamaya doğru değeriyle alınmalıdır.
- Tersimat hatası olmasına karşın, çalışmalar sayısal yapılmış ve sayısal değerde hata bulunmuyorsa, tersimat hatası düzeltildiğinde yüzölçümde herhangi bir değişiklik meydana gelmeyecektir. O nedenle de, herhangi bir merasime gerek olmaksızın düzeltme yapılıp, uygulama öncesi, paftasındaki tereddüt giderildikten sonra uygulamaya geçilmelidir.
3 – Ölçü Hatası Varsa
Kısmen uygulamaya giren parselde bir ölçü hatasının tespiti halinde uygulama, “Tersimat Hatası”nda olduğu gibidir.
4 – Koordinat Hesabında Hata Varsa
Sayısal çalışmalarda, herhangi bir noktanın koordinatı hatalı hesaplanmışsa; bu hata, hem tersimat, hem de yüzölçüm hesabına yansıyacaktır.
Kısmen uygulamaya giren parselin herhangi bir noktasında, koordinat hesap hatası tespiti halinde, uygulama yukarıda “Tersimat Hatası” başlığında irdelendiği üzere olacaktır.
NOT: Hatanın mahiyeti ne olursa olsun, parselasyona tabi kısmı etkilemiyorsa; aynı şekilde hata parselin işlem görmeyen kısmında bırakılır, tapu sicilinin beyanlar hanesinde gerekli belirtme yapılır ve tescilden itibaren 30 gün içerisinde düzeltme işlemine başlanır. (2022/7 sayılı genelge md:5/14)
D – İmar Parsellerinde Hata
İmar parselleri; 3194 sayılı Kanun gereğince; “Belediye ve mücavir alan içinde ve dışında kalan yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların plân, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak” amacıyla yapılan çalışmalar sırasında oluşturulan paftalardır.
Bu Kanun gereğince oluşturulan paftalar kadastro müdürlüğünce kontrole tabi tutulmasına rağmen, bu paftalarda da hata yapılmış olduğu örneklerle karşılaşılabilmektedir.
- 18 uygulamasıyla oluşturulan paftaların teknik çalışmaları, kadastro elemanlarının dışında yapılmış olsa da tescilden önce kadastro ele-manlarınca kontrol edilerek, kontrol imzası ve tescil ile bu paftalar da kadastro paftaları niteliğini kazanmaktadır… Kontrole rağmen bu paftalarda bir teknik hata yapılmış olduğu anlaşılırsa kadastro müdürlüğünce idari yoldan düzeltme yapılabilecek midir?
Konuyla ilgili düzenleme 41 Yönetmeliğinde yer almaktadır. Yönetmeliğin 14’üncü maddesi;
“Diğer kamu kurum ve kuruluşlarının sorumluluğunda yapılan ya da yaptırılan ve kadastro müdürlüğünün kontrolü sonucu teknik mevzuata uygunluğu onaylanarak tapuya tescil edilmiş olan haritalarda hata tespit edilmesi halinde, kontrol ve tescil işlemlerinden kaynaklanan hatalar Yönetmelik kapsamında, yapımdan kaynaklanan hatalar ise yapım sorumlusu idarece mevzuatına göre düzeltilir. Düzeltilmesi gereken hatanın mahiyeti, kadastro müdürlüğünce ilgili idareye bir raporla bildirilir ve ilgili parsellerin tapu kütüğünün beyanlar hanesi ile fen klasöründe belirtme yapılır.” hükmündedir.
Aynı konu 2022/7 nolu genelgenin 5’inci madde 9’uncu fıkrasındaki düzenleme şu şekildedir;
“İmar, toplulaştırma gibi miktara bağlı olarak dağıtım sonucu tescilli parsellerde, nokta konum doğruluğu (pafta zemin uyumu) bulunan ve yanılma sınırını aşan yüzölçümü hatalarında; hesaplanan yüzölçümünün, tapudaki kayıtlı yüzölçümüne göre yanılma sınırı dışında eksik olması halinde parsel malikinin/maliklerinin yüzölçümü eksikliğine muvafakat etmesi halinde teknik rapor düzenlenir ve tescil bildirimiyle birlikte tapu müdürlüğüne gönderilir. Muvafakat verilmemesi veya yeni hesaplanan yüzölçümün tapuda kayıtlı yüzölçümüne göre yanılma sınırı dışında fazla olması halinde düzeltme yapılmaz ve teknik raporun bir örneği, kadastro müdürlüğüne üst yazı ekinde ilgili idaresine gönderilir. Tapu sicilinin beyanlar sütununda gerekli belirtme yapılır.”
(2022/7 nolu genelge öncesi yürürlükte olan 2019/13 nolu genelge, teknik raporun düzenleme sahası bazında düzenlenmesini öngörmekte idi. Bu husus Kitabın 2020 tarihli baskısında eleştiri konusu edilmişti… 2022/7 nolu genelge ile, teknik raporun düzenleme sahasında değil de, yalnızca hatalı kısım için olması olumlu bir durumdur.)
=► Konula ilgili olarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Fen Dairesi Başkanlığının eski bir muktezası şu şekildedir;
İlgi yazıda, ….. İlçesi ….. Mahallesi 7926 ada 9 ve 10 nolu parsellerin, imar uygulaması sonucu oluştuğu, söz konusu parsellerin tevhit edilmesi suretiyle 22 nolu parselin teşekkül ettiği ve 471 m2 olarak tescilinin yapıldığı,
7926 ada 22 nolu parselin aplikasyonuna esas olmak üzere yapılan sayısallaştırma işlemi sonucu elde edilen koordinatlara göre yapılan yüzölçümü hesabında alanının 556 m2 olarak geldiği ve pafta sınırlarının zeminle uyumlu olduğu, hatanın yalnızca yüzölçüm hesabından kaynaklandığı belirtilerek hatanın, ilgili belediyece mi, yoksa kadastro müdürlüğünce mi düzeltileceği hususu soru konusu edilmektedir.
7926 ada 9 ve 10 nolu parsellerin tevhidi suretiyle oluşturulan 22 nolu parselin yüzölçümü konusunda, kadastro müdürlüğünce teknik rapor düzenlenerek tapu müdürlüğüne gönderilmesi ve tapu müdürlüğünce 1458 (halen 2016/2) sayılı genelge uyarınca düzeltilmesinin yapılması,
Düzeltme yapıldıktan sonra kaydın “Beyanlar” hanesine; “imar uygulaması sırasında alanının 85 m2 eksik hesaplandığı” yönünde belirtme yapılması ve ilgili belediyeye Medeni Kanunun 927’nci maddesi (Yeni MK. Md: 1019) uyarınca bildirimde bulunulması, gerekmektedir….” (29.06.1998 tarih ve 610 sayılı talimat)
* * *