Yazan
Mesaj

nur53
Sayın Müfettişim verdiğiniz bilgilere teşekkür ederim. Buradaki kadastro

müdürlüğüne gittiğimde bana; parselimizden ayrı görünen kısmın yola terk edildiği
16.09.2012
ve Köy Tüzel Kişiliğine dava açmam gerektiği belirtildi. Köyden parselimizin

sınırlarını bilen 3 şahit bulmam gerektiği belirtildi. Bizimki ilk tesis kadastro olduğu

için daha öncesine ait bir belge bildiğim kadarıyla yoktur. Yalnız bahçenin o

kısımları çayırlık olduğu için bir kaç defa başkalarına biçtirdik. Bu kişiler sınırları

biliyorlar ve şehadet edebileceklerini söylediler.

Tapu kadastro işlemleri esnasında annem zaten köyde idi. Bahsi geçen yerin

hemen yanındadır bizim evimiz. Fakat bilirkişi annemi çağırmaya lüzum görmemiş

kendi kafasına göre sınırları belirtmiş. Yani annemin rızası alınmadan arazinin

kenar parçası yola terk edilmiş. Burası bahçemize inişimizi sağlayan kısımdır ve

komşu arazi ile aramızda sınır değildir. Zaten kendi arazimiz içindeki yaya yürüme

kısmıdır ve yola terk edilmesinde herhangi bir kamu yararı da yoktur.

Köy içindeki betonlanmış patika yol bu anılan kısmın 2-3 metre üstünden aksi yöne

doğru gitmektedir. Biz yoldan ayrılıp arazimiz içinde (yolu zemin kabul edersek)

zemin altına doğru eğimle inip ekili arazimize girmekteyiz. Bahsi geçen inişimizi

zaman zaman huduttaşımızda kullanmakla beraber yer bize aittir ve bilinmektedir.

Şimdi ekili bahçemize inmek için Hazerfen olmak mı gerekecek yoksa yeni bir iniş

mi yapacağız.

Dahası komşu şimdi kendi duvarına ek yaparak ve sanırım tapuda yapılan hatayı

da bilerek bu inişi kapatacak şekilde bir duvar örmüştür. Benim isteğim ordaki

hatayı görmek için bir heyetin oraya çıkarılabilmesi. Duvarı ören komşu ile

akrabalık bağları olan bilirkişinin yaptığı kasıtlı işlemin ceremesini bizler çekmek

durumunda kaldık. ..Saygılarımla..

hkocak
* KOMŞU PARSEL İLE HUDUT SORUNU - 2 (Kullanıcı adı "nur53" dikkatine)

Sn."nur53"; aslında daha önce yazmış olduklarıma eklenecek herhangi bir husus
19.09.2012
bulunmamaktadır. Kadastro çalışmaları sırasında annemi çağırmaya lüzum

görmemişler diyorsunuz. Daha önce de belirttiğim gibi çalışmalara başlamadan en

az 7 gün önce mevkii ilânı yapılmaktadır. Bu ilân gereğince o mevkiideki

taşınmazların maliklerinin çalışmaların yapılacağını takip etmeleri gerekir. Hazır

bulunmadıklarında da gıyaplarında tespit çalışmaları yapılır. Bu yasal düzenleme

varken, anneme haber vermediler ya da mal sahibi olan bana haber vermediler

tezi ile hareket ederek bir yere varmak mümkün değil. Hatta annem yaşlı, yapılan

mevkii ilânında haberi olmamış, haberi olsa bile ne anlama geldiğini anlamamış

deseniz bile değişen bir şey olmaz.Hal böyleyken bu aşamada kadastro müdürlüğü

tarafından idari yoldan yapılacak işlem görünmüyor gibi.

Ancak sizin için çok küçük de olsa bir ümit olarak 3402 sayılı Kadastro Yasasının

41'inci maddesini incelemenizi öneririm. O maddeye göre, kadastro çalışmaları

sırasında yapılmış sınırlandırma hataları da idari yoldan düzeltilebilmektedir. Ama

iddia konusu her sınırlandırma hatası düzeltilmez. Düzeltme yapabilmek için de

bazı kriterler bulunmaktadır. Bu kriterler de Yönetmeliğinin 8'inci maddesinde yer

almaktadır. (Yönetmeliğin tam adı; "KADASTRO SIRASINDA VEYA SONRASINDA

YAPILAN İŞLEMLERLE GEOMETRİK DURUMLARI KESİNLEŞMİŞ OLAN TAŞINMAZLARDA

ÖLÇÜ, SINIRLANDIRMA, TERSİMAT VE HESAPLAMADAN DOĞAN HATALARIN

DÜZELTİLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK")

Bu Yönetmeliğin 8'inci maddesini okuduktan sonra, uygun bir fıkra

görebiliyorsanız, Yasanın 41'inci maddesi kapsamında kadastro müdürlüğüne,

düzeltme talebinde bulunmanızı öneririm.

Kadastro Müdürlüğünden yapılan öneri doğrultusunda köy tüzel kişiliğine karşı

açacağınız dava konusuna gelince, o konu ile ilgili görüşümü ilk katılımımda

belirtmiştim. Yani 30 günlük askı ilânı süresi içerisinde dava açmadığınız için,

daha sonraki 10 yıllık süre içerisinde açacağınız davayı belgeye dayandırmanız

gerekir. ... Hüseyin KOÇAK

Sayfa 203 of 231
Żlk Önceki Sonraki Son