Tespit davası

10 yıl 10 ay önce #443 Yazan: a.o.ganioğlu
Müdürlüğümüzün yetki alanı içerisinde bulunan taşınmaz maliklerinin doğum tarihlerinde hatalar olmakta bazende gerek tapulama tutanaklarında gerekse 3402 göre yapılan kadastro tutanaklarında doğum tarihleri bulunmamaktadır.Müdürlüğümüzce yapılan düzeltme işlemlerinde bazı durumlarda birbirine yakın doğum tarihleri olan birden fazla kişi çıkmaktadır.Bu durumda malik görülen kimse ile müracaat eden kimsenin aynı kişi olup olmadığına karar verilememekte ve ilgilisinin tespit kararı getirmesi için istem rededilmektedir.Müdürlüğümüzn bulunduğu yerdeki mahkemeler davacıların Müdürlüğümüz alehine açmış oldukları tespit davalarını tapu kaydında doğum tarihinin düzeltilmesi davasına çevirerek doğum tarihi tapu kütüğünde bulunması zorunlu olan unsurlardan olmadığı gerekçesiyle redetmektedirler.Benim öğrenmek istediğim tespit davalarında davalı gösterilmesi gerekir mi.?Yoksa davanın hasımsız olarak mı açılması gerekir.Saygılarımla

Lütfen sohbete katılmak için Giriş .

10 yıl 10 ay önce #454 Yazan: m.satır
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/7348
K. 2012/8017
T. 7.5.2012
• TAPU KAYDINDA MALİK OLARAK ADI YAZILI KİŞİLERİN DAVACILAR OLDUĞUNUN TESPİTİ ( İdarenin Aşamadığı Şekilci Engeller Yıkılmak Suretiyle Talebin Olumlu Bir Sonuca Bağlanma Olanağı Varken Eksik İncelemeyle Karar Verilmesinin Doğru Görülmediği )
• MALİK OLDUĞUNUN TESPİTİ ( Tapu Kaydında Malik Olarak Adı Yazılı Kişilerin – Talebin Olumlu Bir Sonuca Bağlanma Olanağı Varken Eksik İncelemeyle Karar Verilmesinin Doğru Görülmediği )
• TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜNE MÜRACAAT ( Tapu Kaydında Malik Olarak Adı Yazılı Kişilerin Davacılar Olduğunun Tespiti – İdarenin Aşamadığı Şekilci Engeller Yıkılmak Suretiyle Talebin Olumlu Bir Sonuca Bağlanma Olanağı Varken Eksik İncelemeyle Karar Verilmesinin Doğru Görülmediği )
4721/m.1008
ÖZET : Dava, tapu kaydında malik olarak adı yazılı kişilerin davacılar olduğunun tespiti istemine ilişkindir. İdarelerin kimi zaman yersiz ve yanlış uygulamaları, kimi zaman da kayıtların eksik tutulması nedeniyle idarece çözülmesi gereken konularda bile vatandaşlar en son merci olarak mahkemelere başvurmak zorunda kalmaktadır. Eldeki dava da böyle bir durumdan doğmuştur. Davacılar, tapu sicil müdürlüğüne yaptıkları müracaatlarının nüfus kayıt kimlik bilgilerinin önceki tapu işlemlerinde alınmadığından, taşınmazların adlarına aidiyeti hususunda tapuda bir bilgi olmadığından bahisle reddolunduğunu iddia ederek son çare olarak mahkemeye başvurmak zorunda kalmışlardır. Şu durumda davacıların asıl amacının, tapu kaydında yazılı kişi ile aynı kişi olduklarının tespitine yönelik olmasına göre, delillerin bu çerçevede toplanması ve sonucuna göre idarenin aşamadığı şekilci engeller yıkılmak suretiyle talebin olumlu bir sonuca bağlanma olanağı varken, yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
DAVA : Davacı İ. B. ve diğeri vekili tarafından, davalı M. Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine 01/12/2010 gününde verilen dilekçe ile tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/03/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, tapu kaydında malik olarak adı yazılı kişilerin davacılar olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar dava dilekçesinde, adlarına kayıtlı taşınmazlarla ilgili tapuda işlem yaptırmak istediklerinde nüfus kayıt kimlik bilgilerinin önceki tapu işlemlerinde alınmadığından, taşınmazların kendilerine aidiyeti hususunda bir bilgi olmadığından bahisle taleplerinin reddolunduğunu belirterek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının malik hanesinde ismi geçenlerin kendileri ile aynı şahıslar olduğunun tespitini istemişlerdir.
Davalı açılan davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemece, Tapu Sicili Tüzüğünün 25. maddesine göre nüfus kimlik bilgilerinin kütükte bulunması gereken zorunlu unsur olmadığı, düzeltilmesi gereken bir hata var ise düzeltme işlemimin idari nitelikli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesi içeriğinden, davacıların tek talebinin nüfus kimlik bilgilerinin kütüğe işlenmesi şeklinde olmadığı, davacıların talepleri arasında, tapu kaydındaki kişi ile nüfus kaydındaki kişinin aynı kişi olduğunun tespitine yönelik istemlerinin de olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca davacılar, adlarına kayıtlı taşınmazlarla ilgili tapuda işlem yaptırmak islediklerinde, nüfus kayıt kimlik bilgilerinin önceki tapu işlemlerinde alınmadığından, taşınmazların adlarına aidiyeti hususunda bir bilginin tapuda olmadığından bahisle taleplerinin reddolunduğunu da belirtmişlerdir. Şu halde davacıların asıl istemi, tapu kaydında yazılı kişi ile aynı kişi olduklarının tespitine yöneliktir.
İdarelerin kimi zaman yersiz ve yanlış uygulamaları, kimi zaman da kayıtların eksik tutulması nedeniyle idarece çözülmesi gereken konularda bile vatandaşlar en son merci olarak mahkemelere başvurmak zorunda kalmaktadır. Eldeki dava da böyle bir durumdan doğmuştur. Davacılar, tapu sicil müdürlüğüne yaptıkları müracaatlarının nüfus kayıt kimlik bilgilerinin önceki tapu işlemlerinde alınmadığından, taşınmazların adlarına aidiyeti hususunda tapuda bir bilgi olmadığından bahisle reddolunduğunu iddia ederek son çare olarak mahkemeye başvurmak zorunda kalmışlardır.
Şu durumda davacıların asıl amacının, tapu kaydında yazılı kişi ile aynı kişi olduklarının tespitine yönelik olmasına göre, delillerin bu çerçevede toplanması ve sonucuna göre idarenin aşamadığı şekilci engeller yıkılmak suretiyle talebin olumlu bir sonuca bağlanma olanağı varken, yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıdaki açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 07.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
NOT : Yukarıdaki Yargıtay kararında talep konusu tespit davasının kabulü gerektiği anlamında yerel mahkeme kararı bozulmuştur.Kararda davalı olarak tapu müdürlüğünün gösterildiği görülmektedir.Mehmet SATIR / Selçuk Tapu Müdürü

Lütfen sohbete katılmak için Giriş .

Sayfa oluşturma süresi: 0.044 saniye
Geliştiren: Kunena Forum