1960 yıllarda belediye plan tadilatı, derenin üzerinin masraf ve emek sarfı ile beton ile kapatılması, parselasyon, meclis kararı, encümen kararı, ilan, ihale satış aşamalarını yapmış.
1970 li yıllarda 2613 sehir kadastrosu söz konusu parselleri ölçüp dereyi de pafta üzerinde işlemek ve altından dere gectiğini belirtmek suretiyle tutanaklarını tutmuş. askı. kesinleşme, tescil, derken 1978 den bu yana tapu kütüğünde tescilli. Bu parseller üzerine bina ve işyerleri yapılmış.
5-6 sene kadar önce belediye bu parselller üzerine insa edilmiş binaları yıkmış ve zeminde yoklar. simdi eskişehirdeki porsuk cayı gibi düzenleme düşünülüyor.
dereler devletin bizzat malı olmayıp tescil harici yerlerden de olmadığı( mera, harman yeri), hüküm ve tasarrufunda olduğuna göre parselasyon hakkında; belediyenin yetkisinde olup olmadığı, derenin akışına ve tehlikeye mahal vereceği yapılmamış olması gerektiği ve tescilin 1978 yılında yapıldığı dolayısı ile 35 sene gibi bir zaman geçtiği, kadastro başlamadan evvel ilgili kurumlar ile gerekli yazışmaların yapıldığı, komisyon ve itiraz sürelerinin geçtiği, hak sahiplerinin veya vaki tecavüz iddialarının zamanında yapılmış olması gerektiği, bugünkü mevzuatta parselasyonun medeni kanun 999. md ve 3402 18c uyarınca ekonomik yarar sağlayabileceği seklinde yorumlanarak mı irtibatlandırılıp değerlendirildiği ( ama tescilinin hazine adına yapılması gerekir.) konusunda bilgilendirilmenizi rica ederim. 2613 kanun hükümleri içerisinde bu şekilde yorum yapılabilir mi. Sayın vali bu konuda bir birifing istedi eksik veya hatalı bir bilgilendirme yapmak istemiyorum. Bilgilendirirseniz cok mutlu olacağım.
Konu yazarı
