3402 sayılı Kadastro Kanununun 4’üncü madde son bendi; “Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak 30 günlük kısmî ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır.” hükmündedir.
Bu hüküm gereğince;
Kadastro ekibi tarafından belirlenen orman sınırları 30 günlük askı ilânına alınarak, orman kadastrosu kesinleştirilir. Ormana sınır kültür arazilerinin tahdit ve tespiti ise bu kesinleşmeden sonra yapılır. Ormana sınır olmayan taşınmazların tespiti için orman sınırının kesinleşmesinin beklenmesine gerek bulunmamaktadır.
Orman kadastrosu kesinleşmemiş yerlerde, ormana hudut taşınmazların tahdit ve tespiti sırasında yaşanan sıkıntıları gidermek bakımından öncelikle orman kadastrosunun kesinleştirilmesine gerek duyulmuştur.
Şöyle ki;
Bilindiği üzere orman sınırı kural olarak gayri sabit bir sınırdır. Fakat orman tahdit haritası kesinleşmişse bu sınır artık sabit sınır olarak kabul edilebilir. Bu husus Yargıtay kararlarında da, Tapu ve Kadastro mevzuatında da yer almaktadır;
O nedenle de; Önceki uygulamalarda, eğer orman kadastrosu daha önce kesinleşmemişse, ormana sınır taşınmazların tahdit ve tespiti yapılırken, o taşınmaza uygulanan kaydın miktarı kadar yer verilmekte, fazlası ise kesilmekte idi. Halbuki aynı parsele sınır bir başka parsel senetsizden tespit görüyorsa, kullandığı kadar yer verilebilmekte idi.
Bunu rakamsal olarak örneklendirmek gerekirse;
Ormana sınır yan yana iki parsel olduğunu düşünelim, her ikisinin de yüzölçümü 5 000 m2 olsun. Bunlardan biri tapu kaydına göre tahdit ve tespit görsün, diğeri ise zilyetlikten. Tapu kaydı miktarı 4 000 m2 olsun. Tahdit ve tespit sırasında, tapu kaydı olan taşınmaz 4 000 m2 olarak tespit görüp, 1000 m2si kesilmek durumunda iken, zilyetlikten kullanan kişiye 5 000 m2yer verilebilmekte idi.
Bu uygulama şekliyle de; tapu kaydı ya da vergi kaydı bulunan taşınmazlar, senetsizden tespit gören taşınmazlara göre dezavantajlı duruma düşmekte idi.
İşte yeni düzenleme ile bu çelişkinin ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. Öncelikle orman sınırı belirlenerek askı ilânına alınıp kesinleştirilecek. Bu kesinleşme ile birlikte artık orman hududu gayri sabit hudut olmaktan çıkıp sabit hudut olacaktır.
Böylelikle de, ormana sınır taşınmazlara ait tapu ya da vergi kaydının hududu “orman” okusa bile artık miktara itibar etmek zorunluluğu kalmayacaktır. Kesinleşen orman hududu sabit sınıra dönüştüğünden, bu sınıra kadar yer tahdit ve tespit edilebilecektir.
* * *