Av.Hüseyin KOÇAK
101 – AĞAÇLANDIRMA YOLUYLA ORMAN TESCİL TALEBİ NEDENİYLE İFRAZ VE İMAR MEVZUATINA UYGUNLUK
SORU) Mülkiyeti Maliye Hazinesine ait olan parselin bir kısmında ağaçlandırma yapılarak Orman Bölge Müdürlüğü tarafından Orman Bölge Müdürü olurlu gerekçe raporu düzenlenerek parselin bir kısmını tahsis amacı değişikliğiyle orman olarak tescilinin yapılması isteniliyor.
Milli Emlak Müdürlüğü tarafından bahse konu parselin ifrazı için düzenlen dosya gerekçe raporu ile birlikte Kadastro Müdürlüğüne gönderilerek tescilinin sağlanması talep ediliyor.
Bu durumda Hazine taşınmazların ifrazın da imar mevzuatına uygunluk yönünden ifraz işlemi için encümen kararı ve yola cephesi olması vb. şartlar aranmalı mı yoksa aranmamalı mıdır? (ecrin5)
CEVAP) Herhangi bir parselin bir kısmı orman içinde kaldığı için ya da sizin örneğinizde olduğu üzere Hazineye ait bir taşınmazın bir kısmı orman vasfı ile tescil ettirilmek istenirse, bunun için, imar mevzuatına uygunluğuna dair encümen kararına da, yola cephesi olmalı kuralına da bakılmaz.
Zira burada, imar mevzuatından çok, Anayasa ile güvence altına alınmış olan ormanın önemi ön plâna geçmektedir. ... (hkocak)
102 – ORMAN VE 2/B SAHASINDA MİRAS HAKKI
SORU) dedemden kalma bir yerimiz var. Dedemin üzerine 1981 yılında kaydedilmiş. O anki 2.5 dönüm ya var ya yok Fındık yeri yapıyor. Dedem 1998 yılında vefat ettikten sonra babam bu bölgeye sahip çıkıyor sınırlarını büyütüyor. 9.5 dönüm 2/B olarak geçiyor diğer 15 dönüm orman olarak devam ediyor ama Fındık bahçesi ve halalarım Babamdan kaldı diye itiraz ediyorlar.
Biz de mahkeme yoluna başvurduk dedemden sonra 25 yıldır babam kullanıyor zilliyed hakkı bize ait olmuyor mu? Halalarımın miras hakkı doğuyor mu, 2004 ya da 2005 yıl döneminde orman müdürlüğünde keşif geldiğinde bilir kişi ve muhtar Dedem yaşamadığı için son kullanıcı Babamın ismi verilmiştir ama kadastro itiraz kabul edip miras paylaşımına kabul etmiştir. O yüzden dolayı mahkeme sürecine girdik, sonuç sizce ne olur? (black52)
CEVAP) Öncelikle mahkemeye intikal etmiş bir konuda fikir yürütmek zor. Mahkeme dosyasındaki bilgi ve belgelerin neler olduğunu yazınızdan anlamak mümkün değil. Kaldı ki, mahkeme dosyasındaki bilgi ve belgelerin neler olduğunu bilsek bile yine kesin bir şey söyleyemeyiz. Zira sonucu belirleyecek olan mahkemenin takdiridir.
Anlaşılan o ki; bahsettiğiniz parselin bir kısmı ormanda kalırken, bir kısmı da 2/B sahasında kalmaktadır… Sorunuzda, “… dedemin üzerine 1981 yılında kaydedilmiş,…” diyorsunuz. Bu kayıt ne kaydı? Orada kadastro çalışması yapılmış ve dedeniz adına tapu siciline yapılmış kayıttan mı bahsediyorsunuz, yoksa başka bir kayıt mı?
Eğer bahsettiğiniz kayıt tapu kaydı ise; Yargıtay kararları, mirasçılar arasında zilyetlikle kazanım olmayacağı yolundadır. Dolayısıyla dedenizin ölümünden sonra babanız orayı yirmi yıldan fazla kullanmış da olsa, diğer mirasçılarım hakkı devam eder. Dolayısıyla, tapulu bir yer 2/B sahasında kalmış ise o yerde kullanım kadastrosu yapıldıktan sonra (6292 sayılı Kanunun 7’inci madde birinci fıkrası gereğince) Milli Emlak orayı tüm mirasçılara ücret almadan geri iade etmesi gerekir.
(Dedenizden kalan yerin sınırlarını babanızın büyüttüğünden bahsediyorsunuz. Eğer kayıt, tapu kaydı ise, o kayda göre sınırlar belirlenebilir, genişletilen yer de kendiliğinden ortaya çıkar.)
Eğer bahsettiğiniz kayıt tapu kaydı değilse, (ya da tapu kaydı olduğu halde o yerde henüz tesis kadastrosu yapılmadan oluşturulmuş ve zabıt defterinde kayıtlı bir tapu kaydı ise); o takdirde Milli Emlak tarafından bu kayıt dikkate alınmamaktadır. 6292 sayılı Kanunun 6’ncı maddesine tabi olur. Yani satışa çıkar ve de en yüksek ücreti verende kalır.
103 – DEVLET ORMANI ÖZEL ORMAN YAPILAMAZ
SORU) Zamanında yapılan çalışma sonucunda bir kısmı 2/B kapsamına alınan fakat bir kısmı orman sınırı içine alınan yerin, özel ormana çevrilmesi mümkün müdür? Veya daha genel bir anlatımla bir Devlet ormanının hususi ormana dönüştürülmesinin yolları, kriterleri nelerdir? (Ozger)
CEVAP) Taşınmazın bir kısmı orman içinde kalmış. Siz orman içinde kalan kısmı özel orman yapmaktan bahsediyorsunuz sanırım... Böyle bir şey mümkün değildir. Parselin ormanda kalması, bir kadastro çalışması sonucu olmalı. Böyle olunca da o kısımlar, devlete ait orman niteliğindedir.... O yer halen sizin elinizde olduğundan Devlet mülkiyetine geçmemiş olabilir. Ama daha sonra formaliteler gerçekleştikten sonra devlete geçecektir. Özel ormana çevirme yolu hiç yoktur.
2/B sahasına gelince o kısımlar da hazine mülkiyetine geçecektir... Ancak 6292 sayılı Kanunun 7/1'nci maddesi kapsamında size ücretsiz dönmesi mümkündür. … (hkocak)
104 – MAHKEME KARARLI YERİN ORMAN İÇİNDE KALMASI
SORU) Özel mülkiyete konu taşınmaz hakkında 1972 yılında Hazine, yerin orman sayılması için dava açıyor. Dava kısmen kabul kesmen reddoluyor. Karar 1974’te kesinleşiyor. Bundan sonra taşınmaz birkaç kez daha el değiştiriyor. Reddedilen kısım için daha sonra 2021 yılında Hazine tarafından tekrar dava açılıyor. Bilirkişi raporunda yıllar önceki hava fotoğraflarından taşınmazın orman sayılmayan bölümde olduğu ancak 1985 yılında orman kadastrosu geçtiği ve bunun kesinleşmesi sebebiyle taşınmazın orman vasfında olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
1- 1974’te kesinleşen ve orman sayılmayan mahkeme kararı olmasına rağmen bu yerden orman kadastrosu geçtiği ve kesinleştiği iddiası kabul edilebilir mi?
2- 1985’te orman kadastrosu geçtiyse neden bu tescil edilmemiş? 1985 yılından sonra da bu yer birçok kez el değiştirmiş. Tapudaki kayda güvenerek bu yeri satın aldım. Bu hakkım korunmaz mı? (demet67)
CEVAP) Bir yerin orman olup olmadığını belirleme yetkisi orman kadastro komisyonlarındadır. Komisyon çalışma yaparken, o yerde öncesine ait bir mahkeme kararı varsa onu da dikkate almak durumundadır. Anlaşıldığı kadarıyla bahsettiğiniz yerde 1985 yılında yapılan çalışma sırasında bunu dikkate almamışlar.
Orman kadastro komisyonu çalışmaları tamamladıktan sonra dosyayı kadastro müdürlüğüne getirir, gerekli teknik kontrol yapılıp, tapu müdürlüğünce de tescili sağlanır. Orman idaresi bunu da yapmamış görünüyor…
(Orman idaresi çalışmalarını kesinleştirdikten sonra dosyayı kadastro müdürlüğüne getirir... Kadastro müdürlüğünce yapılan teknik kontrol aşamasında tapulu hangi parsellerin kısmen ya da tamamen orman içinde kaldığı anlaşılır ve kadastro müdürlüğü, tapu müdürlüğüne bilgi verir... Tapu müdürlüğü de ilgili parselin beyanlar hanesine; o yerin orman içinde kaldığına dair belirtim koyar... Dolayısıyla o yeri satın almak isteyen üçüncü kişiler bu belirtimi görür ve o yeri satın alıp almamaya ona göre karar verir... Genel uygulama bu şekildedir.)
Orman idaresi, yaptığı çalışmaların dosyasını kadastro müdürlüğüne getirmemiş ya da getirmiş olduğu halde gerekli teknik kontroller yapılmamış olmalı ki, tapu müdürlüğüne gerekli bilgi verilememiş olmalıdır. Hal böyleyken, o yeri satın almak isteyen kişiler de, onun orman içinde kaldığını bilemez. Satıcıyı da suçlayamazsınız çünkü o da bilemez.
Bu aşamada yapacağınız iş; mahkeme huzurunda, o yerin daha önce orman olduğu iddiasıyla dava konusu olduğu ve de orman olmadığına dair mahkeme kararının bulunduğunu ifade etmeniz olacaktır. Olumlu sonuç alma ihtimalinizin olduğunu düşünüyorum. ... (hkocak)
105 – “ÇAYIR” PARSELİNİN ORMAN İÇİNDE KALMASI
SORU) Bir birimde, 3302 sayılı orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları 1990’lı yıllarda yapılıp ilan edilerek kesinleşiyor. Aynı birimde bu çalışmadan önce 766 sayılı Kanun hükümleri kapsamında arazi kadastrosu da tamamlanmıştır.
Tapu kütüklerinin tetkiki neticesinde 2 adet parselin ÇAYIR vasfıyla tapuda tescilli oldukları, ancak bu iki adet parselin 3302’deki çalışmada tamamen orman sınırları içinde kaldıkları tespit ediliyor... Burada bu iki adet parselin tapuda ORMAN VASFIYLA MALİYE HAZİNESİ adına tescili nasıl olmalıdır?
Bir de eğer kısmen orman sınırları içinde kalmış olsaydılar bu kez nasıl bir yol izlenmesi gerekecekti? (senetor41)
CEVAP) Sorunuzun cevabı 2018/3 sayılı genelgede yer almaktadır. Öncesinde tescilli olan taşınmazların daha sonra yapılan çalışmalarda tamamen ya da kısmen orman (ya da 2/B sahası) içerisinde kalması halinde nasıl uygulama verileceği konusu bu genelgede yer almaktadır.
Buna göre orman tescil edilmeden önce kadastro paftası ile çakıştırılmalı; orman içinde tamamen ya da kısmen kalan parsellerin tapu kütüğü beyanlar hanesine belirtim konmalı idi. Daha sonra kamulaştırma ya da yargı kararı getirilmesi ile birlikte o parsel eski malikinden çıkıp orman olarak tescilli hale gelirdi. Bu uygulama vatandaş parselleri içindir.
Hazineye ait taşınmazlarda ise kamulaştırma ya da yargı kararına gerek olmadan, kesinleşen orman kadastrosu gereğince ormana katılması mümkündür. Parsel orman içinde kısmen kaldığında da; (orman haritası ile kadastro pastasının çakıştırılmasıyla ortaya çıkacak sonuca göre) ne kadarı kalıyorsa o kadar kısım kesilerek ormana katılır ve kalan kısım aynı kütük sayfasında tescilli olmaya devam eder, yalnızca yüzölçümden düşülür.
Sizin örneğinize gelince zamanında yapılması gerekenler yapılmamış. Bahsettiğiniz yerler "çayır" vasfıyla tescilli olduğuna göre, tescilinden sonra herhangi bir tedavül olmamıştır. Dolayısıyla geç sayılmaz... Siz Orman İdaresi olarak konuyu Kadastro Müdürlüğüne intikal ettirin, 2018/3 sayılı genelge gereğince ne yapılacağını onların bilmesi gerekir. Önce Kadastro Müdürlüğüne bir başvurun, 2018/3 sayılı genelgenin ilgili yerlerini beraber okuyup değerlendirin. Farklı bir durum ortaya çıkarsa, ona göre cevap bulmaya çalışırız. ... (hkocak)
106 – TESCİL HARİCİ KALAN ALANLARDA ORMAN / 2-B SAHASINDA ÇALIŞMA
SORU) Kesinleşmiş orman kadastro haritasında 2/B bloğunun içerisinde kalan kadastro paftasında sınırlandırması yapılmış ve parsel numarası olan bir taşınmaz var. 3402 sayılı Kanun ek 4. madde uygulaması yapacağız.
Tapu Müdürlüğünden tapu kaydını istediğimiz de gelen cevapta parselin tapu kütük sayfasında malik hanesinin, boş olduğu, yüzölçümü hanesinin ve cinsi sütunun boş olduğu, parsel üzerinde sadece “Orman İşletme Şefliğinin ......1990 tarih ve .... sayılı yazısı gereğince orman olduğundan tescil harici kalmıştır” şeklinde şerh olduğu ve parsel ile ilgili yapılan arşiv araştırmasında tutanak mahkeme kararı ve orman işletme şefliğinin yazısı gibi hiç bir belge bulunamadığı bildiriliyor.
Parsel ayrıca 2004 yılında yaşıyormuş gibi düşünülerek 2859 sayılı Kanun kapsamında yenilemeye tutulmuş… Sormak istediğim; biz bu parseli tescilsiz bir alan gibi düşünüp sınırları içerisinde Ek 4. madde gereğince yeni parsel tespiti yapabilir miyiz? (igoksin)"
CEVAP) Sözü uzatmadan söylemek gerekirse o yerde EK MADDE.4'ü uygularken yeni parsel tespiti yapabilirsiniz...
Çünkü, o parsel, nasıl olduğu anlaşılmaz bir şekilde tescil olmuş ama belirttiğiniz gibi Orman İşletme Şefliğinin durumu fark etmesi üzerine o yerin orman olduğu yazılmış. (Gerçi 1990 yılında ormanlar da tescil edilmekte idi ama herhalde o yerdeki çalışmalar 3402 sayılı Kanun öncesinde yapılmış olmalı, o çalışmalar sırasında ormanlar uygulama dışı kaldığından tescil edilmemiş. Orman İşletme Şefliği de, daha sonra orman kadastrosu yapıldığında dikkate alınacağı düşüncesiyle bahsettiğiniz yazıyı yazmış olabilir.)...
Sonuç olarak; o tarihte tescil harici olması gerektiği için kütükten terkin edilmesi gerektiği halde edilmemiş... (Anlatımınızdan, daha sonra orman kadastrosunun yapılmış olduğu ve bahsettiğiniz parselin de 2/B bloğu içerisinde yer aldığı anlaşılıyor.)
2004 Yılında 2859 sayılı Kanuna göre pafta yenileme çalışması yapılmasına gelince; bilindiği üzere yenileme çalışmaları, teknik nedenlerle yetersiz kalmak, uygulama özelliğini kaybetmek ve eksikliği görülmek gibi nedenlerle zemindeki durumu gerçeğe uygun olarak göstermeyen paftaları yenilemek amacıyla yapılır. Yani teknik içeriklidir. Mülkiyet konusu kapsam dışıdır. Zaten olmayan (olmaması gereken) bir parselin de bu uygulamaya alınmış olması, o parselin durumu ile ilgili bir şeyi değiştirmez. Daha önce nasıl ki, kütükten terkin edilmesi gerekiyorsa, aynı şey yenileme sonrası oluşturulan parsel için de geçerlidir.
O nedenle de başta da söylediğim gibi o yerde EK MADDE.4 çalışması yaparken, bahsettiğiniz parseli de, öncesi yokmuş gibi, (aynı şekliyle ya da halihazırda değişiklik varsa değişik haliyle) kullanım kadastrosuna tabi tutabilir, yeni parsel tespiti yapabilirsiniz. ... (hkocak)
107 – GÜNCELLEME ÇALIŞMALARI VE “KULLANICI” DEĞİŞİLİK TARİHİ
SORU) 2/B fiili kullanım kadastrosu yaptığımız alan içerisindeki herhangi bir fiili kullanım parselinin kullanıcısı bu taşınmazı eski kullanıcısından 31.12.2011 tarihinden sonra 2013 yılında satın almış ve halen bu taşınmazı 2013 yılından beri satın alan kişi kullanmaktadır. Bu taşınmazı satan kişi ise yaklaşık 1975 yılından beri bu taşınmazı kullanmakta idi. Bu durumu tutanağın edinme sebebinde aynen açıkladık.
Sorum şu:
2012/5 sayılı genelgenin 1.12’nci maddesi "31.12.2011 tarihinden sonraki kullanıcı ve muhdesatlar ise kadastro tutanağının edinme sebebinde açıklanmakla yetinilecek ve tutanağın beyanlar hanesine yazılmayacaktır." şeklinde olduğundan; tutanağın beyanlar hanesinde bu taşınmazı 2013 yılında satın alan kişiyi yazamadığımıza göre 31/12/2011 tarihten önceki kullanıcının ismini ".....31/12/2011 tarihine kadar kullanmıştır" şeklinde bir beyan yazabiliyor muyuz? (elifduru)
CEVAP) İlginç bir örnek… İlk kullanıcı 2013'te ikinci kişiye satıyor. 6292 sayılı Kanunu kapsamında hak sahibi olabilmek için kullanıcı olmanın 31.12.2011 tarihinden öncesine dayanması gerekir. Halen kullanıcı olan ikinci kişinin kullanıcı olma durumu ise 2013'te başlamıştır. Dolayısıyla ilk bakışta, bu Kanunun dışında kalmakta şeklinde görünmektedir. Ama burada farklı bir durum söz konusudur. 31.12.2011 tarihi öncesinde orada bir kullanıcı vardı ve de (belirlenen tarihten sonra da olsa) ikinci kişiye devretti... Şimdi bu 2/B sahasında kim hak sahibi olacaktır?... Hiç kimse olamayacak mıdır?...
Bu sorular cevapsız kalabilmektedir. Ama ilk tesis kadastrosu çalışmalarında nasıl ki birbirinin devamı olan zilyetliği ekliyor isek, bu çalışmada da bu kural geçerli olabilir mi? ... Kanun metnine ve genelgeye bakıldığında doğrudan böyle bir anlam çıkarılmamaktadır. Fakat o yer gerek 6292 sayılı Kanun ve gereğince hak sahibi olarak ya da başka türlü bir satış konusunda, ikinci şahsın hakkına da halel gelmemesinin gözetilmesi gerektiğini düşünüyorum.
O nedenle de siz tutanağın beyanlar hanesine; "... 31.12.1981 tarihine kadar kullanmıştır" yazarsanız, bu ifade belki de ikinci şahsın aleyhine olabilir. Çünkü birinci kişi kötü niyetli çıkarsa, ben bu tarihten sonra da kullanmaya devam ediyordum iddiasıyla başvuruda bulunabilir. O nedenle de böyle bir belirtimin yapılmaması daha doğrudur. Tutanağın "edinme sebebi" kısmında satış ile ilgili izahatı yapın ki, daha sonra ikinci şahıs o yerin kendisine satışını isteyebilsin.
İkinci şahıs, 6292 sayılı Kanunun 6'ncı maddesi kapsamında başvurabilir ve Milli Emlak Müdürlüğü de; (yukarıda bahsettiğim) zilyetliğin devamı olarak değerlendirirse ikinci şahısa satışını yapabilsin... Ya da yine 6'ncı maddenin 14 ve 15'inci fıkralarından yararlanma konusunda avantaj sağlanması temin edilmiş olur. ... (hkocak)
108 – “ORMAN” İLE “MERA” MÜKERRERLİĞİ
SORU) Devam etmekte olan orman kadastro çalışması sırasında bir birime ait orman tahdit ve tespitleri yapılıp askı ilanına alınarak askı süreci tamamlanmış, herhangi bir davaya konu orman parseli olmadığı belirlenmiş ve fakat ormanların tapuya tescil edilmesi sırasında yapılan tespitte hata yapıldığı fark edilmiştir.
Şöyle ki;
Tahdit ve tespiti yapılan ve askı ilanına çıkarılarak kesinleşen orman parsellerinden birinin tamamı daha önce tapuda – özel sicilinde – kayıtlı bulunan bir mera parselinin içerisinde kaldığı belirlenmiş olup yapılan orman tahdidi ile mükerrerliğe sebep olunduğu anlaşılmıştır. Hataya neden olunma sebebinin de, meranın ait olduğu paftaya değil de folye olarak derkenar şeklinde paftasına tersimli olduğundan kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu aşamada mükerrerliği gidermek için ne yapılabilir.
Not: Orman askıdan inmekle beraber tapuya tescil edilmemiş durumdadır… Düşüncemiz;
Orman parseli tapuya tescili sağlanıp hemen akabinde mera parseli ve orman parsellerine mükerrer tapulamadan bahsedilecek bir rapor ile mükerrerlik şerhi koydurmak ... Başka bir yolu olabilir mi? (bacanak)
CEVAP) Biliyorsunuz ki, "orman" deyince akan sular duruyor. Diğer taraftan "mera" ise bir hazine malıdır. Orman kadastrosu sırasında "orman" ile hazine taşınmazlarının mükerrerlik oluşturması durumunda nasıl işlem yapılacağı ise en son 2018/3 sayılı genelgede yer almaktadır. Bu genelgedeki düzenleme doğrultusunda işlem yapmanızı öneririm.
Konuyla ilgili bir alıntı şu şekildedir;
"Daha önce Hazine adına tapusu bulunan taşınmazlardan orman haritasında kalanlar varsa, bunların da kısmen ya da tamamen orman içinde kaldığı belirlenir ve tescil bildiriminde gösterilir.
Bu durumdaki taşınmazların üzerinde müstakil ve daimi ayni hak bulunup bulunmadığı ilgili tapu müdürlüğünden yazılı olarak sorularak öğrenilir.
– Üzerinde müstakil ve daimi ayni hak bulunmayanlar için sorun bulunmamaktadır. Orman haritası dikkate alınıp paftasında gerekli değişiklik yapılarak Hazine taşınmazı doğrudan ormana dahil edilir.
Ancak Hazine taşınmazı kısmen orman haritasında kalıyorsa, orman içinde ve dışında kalan kısımların yüzölçümü hesaplanır. Orman içinde kalanlar yine ormana dahil edilip geri kalan kısmın yüzölçümü tescil bildiriminde gösterilir.
– Üzerinde müstakil ve daimi ayni hak bulunanlar; özel ve Hazine dışındaki tüzel şahısların taşınmazlarında olduğu üzere işlem yapılır. Hazine taşınmazı kısmen orman içinde kalıyorsa; o takdirde de, yine orman içinde ve dışında kalan kısımların yüzölçümleri ayrı ayrı hesaplanarak tescil bildiriminde gösterilir." ... (hkocak)
109 – TAPULU YERİN ORMAN İÇİNDE KALMASI
SORU) Bulunduğumuz bir bölgede zaten kadastrosu olan tapulu yerlerden orman kadastrosu 1951 yılında geçmiş. Hiç kimseye tebliğ yapılmamış. Tabii kimsenin haberi olmadığından itiraz eden bile olmamış. Hatta belediyenin bile haberi olmamış ki aynı yerden 1984 yılında da belediye imar geçirmiş. Bu durumda olan binlerce insan var. Ben 5 yıl önce yatırım amaçlı imarlı, ifrazlı diye bu arsadan almıştım ve orman olduğundan hiç haberim yoktu. Ancak orman dairesi bana arazimi geri almak için dava açtı.
1) Tapu sahibine tebliğ edilmeden yapılan orman kadastrosu geçerli midir?
2) Usulüne uygun olmadan yapılan kadastro 10 yıl geçtikten sonra yine de kesinlik kazanmış sayılır mı?
3) Tapu dairesinin de orman arazisinin gözükmesi gerekmez mi?
4) Zaten şahsi bir mülk olan bir araziden Orman Bakanlığı kadastro geçirip hiç bir bedel ödemeden “bu arazi artık benimdir“ diyebilir mi?
5) Böyle bir durumda Devletin kurumlarının işlerini birbiriyle uyumsuz ve özensiz yapmalarının bedelini hiçbir günahı olmayan vatandaş ödemiş olmuyor mu? (szeytinoglu)
CEVAP) 1) Orman kadastro çalışmaları yapılırken öncesinde ve sonrasında ilânlar yapılır. 1951 yılında yapılan bir çalışmadan kimsenin haberi olmamış gibi bir ifade bugün için bir şey ifade etmez. Dolayısıyla 1951 yılında yapılan çalışmanın mahiyetini tam olarak bilmemekle birlikte, haberiniz olmadığı iddiası o çalışmayı geçersiz saymaz.
2) Usulüne uygun olmadığı sizin iddianız. Dediğim gibi yapılan çalışmanın mahiyetini tam bilmemekle birlikte eğer çalışma sonrası bir tescil yapılmışsa bu geçerlidir ve de kaldı ki tescil üzerinden 10 yıllık süre geçtikten sonra Medeni Kanunun 712'nci maddesi gereğince o tescil geçerlidir.
3) Çalışma öncesinde Tapu Sicilde tescilli olabileceği gibi olmayabilir de. Yapılan çalışmalar ile tapusuz yerler tapulanır, tapulu yerlerin ise tapusu yenilenir... Bu soru da size dayanak olamamaktadır.
4) Öncesinde bir kadastro çalışması yaparak adınıza bir tescil varsa ve de daha sonra yapılan orman kadastrosu sırasında o tapulu yeriniz orman içinde kaldı görünüyorsa, o yer kamulaştırılmadığı ya da yargı kararı olmadığı sürece eski malikinin olmaya devam eder. Hazine ancak, kamulaştırma bedelini ödemesi ya da bir yargı kararı getirmesi halinde o yer tümden "orman" vasfı ile Hazine adına tescil edilebilir. ... (hkocak)
110 – TAPULU YERİN ORMAN İÇİNDE KALMASI
VE 2/B ÇALIŞMASI
SORU) Söz konusu olan 15 dönüm parsel (bir üst sorudaki parsel) Osmanlı döneminden beri tapulu. 1951 Yılında arazi kadastrosu geçip tapu yenilenirken burası orman mı, bir itirazınız var mı diye orman bölge müdürlüğüne soruluyor ancak bir yanıt gelmiyor. 1982 Yılında ise aynı yerden orman kadastrosu geçiliyor. Hiç itiraz olmuyor. 2005 yılında ise Belediye buradan imar geçiriyor. Aslında arazi orman niteliği olmayan bir yer.
Aynı durumda olan yüzlerce kişi var aslında. Ama bir şikayet üzerine orman müdürlüğü yalnızca benim aleyhime tapu iptal davası açıyor. Ancak bu defa aynı bölgede 2/B çalışmalarını başlatmak için ihale açıyor. Belediye imar müdürlüğü ile konuştum. 2013 yılında çıkan 2/B Yönetmeliğine dayanarak 30 dönümün altındaki tapulu arazilerin sahiplerine bedelsiz verileceğini söylediler.
Şimdi Orman bir taraftan benim tapumu ormana katmak için dava açarken bir taraftan da bana arazimi vermek için 2/B çalışması başlatıyor. Bu durum da davanın düşmesi gerekmez mi? (szeytinoğlu)
CEVAP) Bir yere "orman kadastro komisyonları" orman diyorsa orası ormandır. Üzerinde ağaç olmasa bile, sırf toprağının özelliği gereğince o yeri orman olarak belirleyebilirler. O yer orman mı, değil mi konusuna artık kafa yormayın, bundan sonrasına bakın derim.
Bundan sonrası da şudur; Orman İdaresinin dava açması normaldir. Ama, iyi haber o yerin 2/B sahasında kalmış olmasıdır... Diyelim ki 2/B alanında çalışma yapılıncaya kadar Orman İdaresi davayı kazanmış olsa bile, eğer o yerde 2/B çalışması yapılırsa, 6292 sayılı Kanunun 7'nci madde birinci fıkrası gereğince bedelsiz olarak size geri verilir. ... Siz, bir an önce 2/B çalışmasının yapılmasını bekleyin ve de çalışmalar sonucu 7'nci maddenin öngördüğü süre içerisinde başvurunuzu yapın. ... (hkocak)
* * *
(*) Bu sayfada yer alan sorular ve cevaplar; www.tapu-kadastro.net isimli bu Site ve halen kapanmış olan www.tasinmazmulkiyeti.org.tr isimli Sitenin FORUM bölümüne gelen (Orman kadastrosuyla ilgili) sorular ve cevaplara yer verilmiştir... Soru soran ve cevap verenin kullanıcı adı yazılmıştır… (hkocak) kullanıcı adı; Av.Hüseyin KOÇAK’a aittir.