Av. Hüseyin KOÇAK
131 – KAMULAŞTIRILAN KISMIN İHDASI
SORU) İlgili kurumlarca kamulaştırılarak yola terk edilen yerler imar plânı değişikliği sonucu ihdasa konu olduğunda kamulaştırmayı yapan idareye mi yazılmalı? (deniz melek)
CEVAP) Kamulaştırılmak suretiyle oluşturulan yollar imar plânı gereğince ihdasa konu olduğunda, o kısım kamulaştırmayı yapan kurum adına uygulamaya girmesi gerekir. … (hkocak)
132 – KAMULAŞTIRMA FAZLASIYLA İLGİLİ TEVHİT-İFRAZ
SORU) Karayolları daha evvelce parselde yapmış olduğu kamulaştırma işleminde fazladan yer kamulaştırdığını tespit edip bunun üzerine kapsam daraltması, diye bir karar alıp kendisinin yol olarak kamulaştırdığı yer ile kamulaştırmadığı kısmı tekrardan tevhit edip ardından ifraz etmek istiyor. Bu kapsamda karayolları vasfı yol ve susuz tarla olan yeri kapsam daraltması kararı ile tevhit edebilir mi? Ederse tevhit sonrası parselin cinsi yol ve susuz tarla ardından ifrazen parsellerden biri “yol” diğeri “susuz tarla” olur muhtemelen… (atay_bekir)
CEVAP) Oldukça ilginç bir örnek. Kamulaştırılan taşınmaz Karayollarına ait, geri kalan kısım şahıs adına. İki parselin tevhidi için tarafların muvafakati gerekir. Kamulaştırma işlemi kapsamında Karayollarının kendi başına böyle bir işlemi yapma yetkisi olmasa gerek.
Peki şunu yapsalar nasıl olur? … Kamulaştırma Kanununun 22'nci maddesinden hareketle; Karayolları, fazladan kamulaştırılan yeri; "... kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisine gerek kalmadığı/olmadığı, ..." gerekçesiyle, kamulaştırdığı parçadan ayırsa ve yine aynı maddenin öngörüsü doğrultusunda 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre ilgilisine bildirip geri satın almasını sağlasa? … Sanki daha uygun düşer. ... (hkocak)
133 – KAMULAŞTIRMADAN VAZGEÇİLMESİ
SORU) Büyükşehir Belediyesi, kamu yararı kararı ile köyden mahalle olan birimlerden birinde, tapuda kamulaştırma işlemi gereği ifrazı yapılan, ancak vatandaşla uzlaşma komisyonu süreci tamamlanmadan, kamulaştırma işleminden vazgeçtiğine dair büyükşehir belediyesince alınan encümen kararını kadastro müdürlüğüne göndererek, parselleri kamulaştırma işlemine girdiği parsel numarası ile, tevhit işleminin yapılması talep edilmektedir.
Sorum; kadastro personelince izlenmesi gereken yol nasıl olmalıdır? (kamu yararı kararı, plan tadilatı, dosyanın D.S.H.Bedeli, talebin alınması, lihkab ile ilgili durumu ...vs)? (COLPANO)
CEVAP) Her zaman karşılaşılan bir durum değil. Ama işin şekli yönü konusunda inisiyatif kullanılabilir. Bir kere işlem tamamlanmamış olduğu için birleştirilecek olan parçalar resmen ayrılmış değildir. O nedenle de bu işlem için lisanlı büronun devreye girmesine gerek yoktur. Müdürlüğüne gelen encümen kararı, o işlemin kadastro müdürlüğü tarafından yapılması için yeterli sayılmalıdır. Ayrıca hangi belgeleri istemeliyiz gibi sorgulamalara gerek bulunmamaktadır.
İşlem sonuçlanmadığından, tapuya intikal eden bir durum yoktur. Kadastrodaki durum nedir tam olarak bilemiyorum ama dediğim gibi resmi olarak parsel ayrılmış olmadığı için şekli yönünü kendiniz belirleyerek parsellerin paftadaki durumunu eski hale getirebilirsiniz. ... (hkocak)
134 – İMAR PLÂNI GEREĞİNCE YOLUN KAMULAŞTIRILMASI
SORU) İmar plânında yol olarak plânlanan arsanın yol kısmının kamulaştırılması yapılacaktır. Ancak yol olarak plânlanan yerin kamulaştırılması ile yol arsayı 2 ye bölmektedir… A, B ve C parsellerine ayrılmasına C ile gösterilen alanın yol olarak kamulaştırılmasına diye encümen kararı alınmıştır. Buna göre;
1) A, B ve C parsellerine ayrılmasına C ile gösterilen alanın yol olarak kamulaştırılması diye ifrazen kamulaştırma yapılmasına diye encümen kararı alınması uygun mudur?
2) Kadastro müdürlüğüne idare, ilk önce resen ifraz ile oluşacak parselleri ve yolu vatandaşlar adına tescil edilip sonra mı kamulaştırma işlemi yapılmalıdır? Yoksa, yol olan kısmın krokisinde gösterildiği yüzölçümü kadarının kamulaştırılması vatandaşlarca anlaşılması ile mi ifraz edip yol olan yerin kamulaştırmasını idare adına tescil edilmelidir.
3) 31/b şerhi tapu kütüğüne konulmalı mıdır?
4) Taşınmazdaki ilgili kişilerden kimileri vefat etmiş olup mirasçıları veraset ilamı düzenlettirmemişlerdir. Kişilerin mirasçılarını bildiğimiz için miras bırakan kişinin hissesine düşeni mirasçılarına pay ederek kamulaştırma işlemi yapılabilir mi? (alpii)
CEVAP) Sorudan anlaşılan; imar plânında yol olan bir yerin kamulaştırması söz konusudur. Örneğimizde yol parselin içinde geçmektedir. Yolun geçmesiyle birlikte parsel de ikiye ayrılmaktadır. A ile gösterilen parça yolun bir tarafında kalırken, B ile gösterilen kısım da yolun diğer tarafında kalmaktadır. C ise, imar plânında yol olarak ayrılan kısma verilmiştir.
Öncelikle soruyu soran kim? Kamulaştırmayı yapan idare mi? … Plâna uygunluğu onaylayan idare mi (belediye mi)? … Tapu ve Kadastro İdaresi mi? … Bu anlaşılmıyor.
1) İlk sorunu cevabı; Kamulaştırma plânı gereğince idare tarafından bir plân belediyeye sunulmuş, belediye de, bu işlemin imar plânına uygunluğunun onaylamış olmalıdır… Belediyenin kararında, alınan kararında, kamulaştırma nedeniyle yapılan bu ifraz işleminin imar planına uygun olduğunu karar bağlaması yeterlidir. Bu kararında, oluşan parçaların özelliği de belirtilir. Dolayısıyla yolda kalan kısım (ki C ile gösterildiğini belirtiyorsunuz) yol olarak belirtilir… O kadar… Kamulaştırma şu parça için yapılmalı demesine gerek yok.
2) İkinci soruda önerdiğiniz her iki yol da uygulanabilir… Ancak şu şekilde olması daha sağlam olur… parselin birden fazla maliki olabilir. Kamulaştırma formalitesi her malik için aynı anda gerçekleştirilmesi her zaman mümkün olmadığından; ilk öneriniz daha uygundur. Önce her bir parseli ayrı olarak yine malikleri adına tescil ettirip, kamulaştırılan kısım ile ilgili formalitelerin C ile gösterilen kısmın tapu kütüğü üzerinde yürütmektir. (İşin şekli yönü, Tapu ve kadastro Genel Müdürlüğünün 1467 sayılı genelgesinde yer almaktadır.) Bütün malikler yönüyle kamulaştırma formalitesi tamamlandıktan sonra, parselin kütük sayfası da kapatılmalıdır… Mülkiyet idareye geçmemelidir. Zira yollar tescile tabi değildir ve de parsel ile ilgili kamulaştırma formalitesinin tamamlanması üzerine, tapu kütük sayfası kapatılmalıdır.
3) Evet 31/b şerhi tapu kütüğüne konur. Ancak önce 7’nci madde belirtimi yapılması aşaması vardır… 7’nci madde gereğince tapu kütüğüne gerekli belirtimin yapılıp, devamında 13’üncü madde gereğince ilgililere tebligat yapılıp, ilgilisinin rızası ya da mahkeme kararı alındıktan ve de işleme ait teknik dosyası hazırlanarak, kadastro müdürlüğünün kontrolünden geçip, dosya tapu müdürlüğüne iletildiğinde, tapu kütüğüne 31/b şerhi işte o zaman konur.
4) YARGITAY 5.HD. 25.12.2017 tarih E.2026/14950 sayılı kararı; “Ölü olan davalılara gönderilen tebligatların iade geldiği anlaşıldığından mirasçıları tespit edilerek adlarına dava dilekçesi gerekçeli karar idarenin temyiz dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun tebliğ edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir.” şeklindedir.
Yani taşınmazı kamulaştırılan kişi ölü ise, öncelikle onun mirasçılarının resmi bir şekilde belirlenmesi gerekir. … (hkocak)
--------------- SINIRLANDIRMA HARİTASI ---------------
135 – TAPULU TAŞINMAZ İÇİN SINIRLANDIRMA ÇALIŞMASI VE SINIRLANDIRMA HARİTASI – 1
SORU) Tapuda kayıtlı olup da henüz kadastrosu yapılmamış alanda vatandaş taşınmazlarını sınırlandırmak için talepte bulunuyor. Bu konuyla ilgili 2023/4 nolu genelgede birtakım açıklamalar var fakat kadastro müdürlüklerinin çok nadir olarak yaptıkları bir işlem olduğu için yeterli bir bilgiye ulaşmadım.
Bu durumda ne yapmamız gerekir. Hangi yöntemin ve yolun takip edilmesi gerekir ya da programa alınarak işlem kadastro çalışmaları gibi mi yapılmalıdır? Ancak bu durumda da gecikmeden dolayı vatandaş mağdur olacaktır. (hyilmaz3434)
CEVAP) Dile getirdiğiniz konunun mevzuatı, sizin de tespit ettiğiniz gibi 2023/5 nolu genelgenin 23'üncü maddesidir. Bu maddedeki bilgiler yeterlidir. Demek ki, araziye gitmeden önce muhtarlığa bir yazı yazmanız gerekir. Ve tıpkı kadastro çalışmaları sırasında tapu kaydı uygulamasının yapıldığı gibi bir uygulama yapıp, taşınmazın sınır noktalarını zeminde belirleyeceksiniz.
(Aynı zamanda bir nevi aplikasyon yapar gibi zeminde parselin sınırlarını belirleyeceksiniz. Aplikasyon yapar gibi diyorum, teknik bilgiler henüz olmadığı için bildiğimiz anlamda bir aplikasyon yapılmayacak ancak, ilgilisi, muhtar ve bilirkişilerin yardımıyla taşınmazın sınır noktalarını belirleyeceksiniz. Bilirkişiler ihtiyar heyeti tarafından seçildikten sonra, kadastro çalışmalarında olduğu gibi yemin ettirilip ettirilmeyeceği belli değil. Daha sonra aynı yerde kadastro çalışması yapılacağından, sanki yemin ettirilmeleri zorunlu değil gibi.)
Bilindiği üzere 2023/4 nolu genelge, haritası ilgilisi tarafından yaptırılan ve kadastro müdürlüğünce de kontrol edilen işlemler düzenlenmiştir. Yani, sınırlandırma haritası serbest mühendis tarafından yapılacaktır. Kadastrocular çalışıp bu belirlemeyi yaptıktan sonra serbest mühendisinin gitmesi kopukluğa sebep olabilir. En iyisi kadastrocular taşınmazın sınırlarını belirlerken ilgilisi serbest mühendisi de getirsin ve de kadastrocular tarafından belirlenen noktalar anında serbest mühendis tarafından ölçülerek tamamlansın.
Maddedeki, yüzölçüm fazla gelirse kontrolüne gidilmez şeklindeki düzenlemeyi gereksiz buluyorum... Ama birlikte arazide yapılan çalışma sonucu yüzölçüm fazla gelirse, anında sınırlarda küçük çaplı oynamalarla (bir nevi aplikasyon kusuru giderme şeklinde) taşınmazın yüzölçümü de, tapu kaydındaki yüzölçüm değerine eşit hale gelmesi sağlanabilir diye düşünüyorum. ... (hkocak)
136 – TAPULU TAŞINMAZ İÇİN SINIRLANDIRMA ÇALIŞMASI VE SINIRLANDIRMA HARİTASI – 2
SORU) Bununla ilgili olarak sormak istediğim birkaç soru daha var:
- a) Yapılan bu işlem sonucunda kadastro çalışmalarında olduğu gibi 30 günlük askı ilanına gerek var mı?
- b) Bu çalışmadan önce belediye, hazine ve diğer ilgili kuruluşlara bilgi vermeye gerek var mı?
- c) Çalışma sonrasında sınırlandırması yapılan parseller için yeni ada ve parsel numarası verilecek mi?
- d) Yeni oluşan parseller için yeni tapu kütüğü açılacak mı?
- e) Ayrıca yeni oluşan parseller için yukarıdaki şartlara bağlı olarak fen klasörü düzenlenip yeni pafta açılacak mı? (hyilmaz3434)
CEVAP) a) HAYIR... Bu bir kadastro çalışması değil, tapu-fen işlemidir. O nedenle de askı ilânına alınmaz.
- b) Bu sorunun cevabını somut olarak vermek mümkün değildir... Aslında 2023/4 nolu genelgenin 23’üncü madde 3’üncü fıkrasında; yüzölçümün fazla çıkması halinde kontrole gidilmeyeceği düzenlemesi bulunduğundan bahsetmiştik. Tapu kaydı olan bir yer sınırlandırılıyor ve yüzölçümü de aynı ya da daha küçük tutulacaksa, yani tapu kaydının dışına taşılmayacaksa hangi kuruma, niye bilgi verilecektir?
Ama her şeye rağmen tereddüdünüz olursa, tereddüt konusuyla ilgili kuruma bilgi vermelisiniz diye düşünüyorum. İlgilendiriyorsa belediye, hazine ve diğer ilgili kuruluşların temsilcileri hazır bulundurulur.
- c)... Bahsettiğiniz yerde henüz kadastro çalışmaları yapılmadığı için o taşınmaz zabıt defterinde kayıtlı olmaya devam edecektir. Ada parsel numarası 3402 sayılı Kadastro Kanunu gereğince yapılacak çalışma sırasında verilecektir.
- d).. Henüz kadastro çalışmaları yapılmamış olduğundan, zabıt defterinin aynı sayfasında kayıtlı olmaya devam edecektir.
- e).. Henüz kadastro çalışmaları yapılmadığı için adası belli değil, parsel numarası da veremiyoruz. Dolayısıyla fen klâsörü düzenlemeye de gerek yok. ... (hkocak)
137 – TAPULU TAŞINMAZ İÇİN SINIRLANDIRMA ÇALIŞMASI VE SINIRLANDIRMA HARİTASI – 3
SORU) Kadastro müdürlüklerinde sınırlandırma işleminin yapılmasının amacı nedir?
Ayrıca kadastro müdürlüklerince üretilen sınırlandırma evrakı aplikasyon, kamulaştırma vs işlemlerde kadastro görmüş yerlerdeki parseller (dolayısı ile sayısal verileri bulunan) gibi işlem görür mü?
Köyde bu sınırlandırma işleminden sonra yapılacak olan kadastro çalışmalarında bu sınırlandırma evrakı birebir esas mıdır? (hyilmaz3434)
CEVAP) Sınırlandırmanın kadastro müdürlüklerince yapılma amacı; öncelikle vatandaşın talebidir.
Yapılacak işlem tapu kaydı uygulayarak zeminde yer belirleme konusunda da uzman olan elemanlar kadastro elemanlarıdır. Tapu kaydı uygulamasını vatandaş kendi başına yapamaz. Serbest mühendis harita yapımı konusunda uzmandır, tapu uygulaması hizmet sahasına girmez.
O yerde kadastro çalışmaları yapılıncaya kadar, tabi ki sınırlandırma haritasındaki bilgiler o parselin aplikasyonu için kullanılmalıdır ve de bir kamulaştırma işleminde dikkate alınmalıdır.
Daha sonra kadastro çalışmaları sırasında, sınırlandırma haritasının dikkate alınması gerekir. Ama harfiyen o krokiye uyulacak diye de bir şey yoktur. Uygulama sırasında, zemindeki oluşumlar da dikkate alınarak ufak tefek değişiklikler yapılması da mümkündür. ... (hkocak)
---------------------- A P L İ K A S Y O N ----------------------
138 – APLİKASYON İŞLEMİNİN SEYRİ
SORU) Köyde yetkili LİHKAP bürosundan aplikasyon yaptırmayı düşünüyorum… Yetkili ekip ölçümü bir cihazla mı yapıyor yoksa beyan da mı etkili oluyor? Ölçümde kasti olmadığı sürece hata yapılma olasılığı var mı? Mesela benim tapum belli, parseller belli. Bu tapudaki parsellere göre mi yapılıyor? Yani ekip araziye geldiğinden itibaren süreç nasıl işliyor? Her detayını bilmek istiyorum… Şunu da belirteyim sınır komşum aplikasyon yaptırmış ve tapuda benim görünen yer kadastro aplikasyonunda onlarda görülüyor. Böyle bir şey nasıl olabilir? (Bulut Bey)
CEVAP) Aplikasyon için LİHKAB'a başvuru yaptığınızda, aranızda bir sözleşme imzalarsınız. Bu sözleşme bir vekaletname değildir ama sanki bir vekaletname gibi lisanslı mühendis sizin adınıza kadastro müdürlüğü ile ilgili işinizi yürütür.
1- Siz LİHKAB'a başvurduğunuzda, sizin işlerinizi yürütme ve ücret konusunda aranızda bir sözleşme yapacaksınız.
2- Bu sözleşme ile lisanlı mühendis Kadastro Müdürlüğüne başvurup, parselinizle ilgili teknik belgeleri alacak.
3- Kadastro Müdürlüğünden aldığı teknik belgelerle sizin parselinizin sınır noktalarını tek tek zeminde belirleyecek.
4- Belirlenen yerde daha önce herhangi bir işaret yoksa hemen bir işaret koyun ki, o yeri kullanırken dışarı taşmayın.
5- Kural; aplikasyon sırasında "beyan" değil, teknik belgeler esastır. Teknik belgelerde herhangi bir hata yokken ve bu teknik belgelerle doğru yapılan aplikasyon işlemini kabul etmek durumundasınız... O nedenle de aplikasyon sırasında ne komşu parsel maliki ve ne de siz kendi beyanınıza göre aplikasyon yaptıramazsınız.
6- Tapuda sizin görünen bir yerin aplikasyonda başkası adına çıkması diye bir şey olamaz. Tapuda sizin adınıza kayıtlı olan yer teknik belgeleriyle belirlenmiştir. O teknik belgeler nereyi gösteriyorsa, tapuda tescilli yer de ona aittir.
7- Önce bir aplikasyonu yaptırın. Eğer yapılan aplikasyonun doğru yeri göstermediğini düşünürseniz, Lisanslı Mühendis ve Kadastro Müdürlüğünden, teknik belgelerde bir hata olup olmadığını sorabilirsiniz... Aslında aplikasyona çıkmadan teknik belgelerde hata olup olmadığı kontrol edilir. Ama her şeye rağmen, bunu sorabilirsiniz. Size teknik belgelerde herhangi bir hata olmadığı söyleniyorsa onu da kabul etmek durumundasınız. ... (hkocak)
139 – BİNA APLİKASYONU VE KOORDİNAT SORUNU
SORU) Bölgemizde 1996 yılı öncesi ihya edilmiş bir imar plânı var. koordinatlar Lokal.
ED50 ihya edildiği için koordinat dönüşümleri Lokalden-> ED50->ITRF 2005 şeklinde dönüştürülerek 2021 yılında ilgili belediyesince revize plânla revize edilmiş. Burada kadastrodan alınan lokal koordinatları "Lokalden-> ED50->ITRF 2005 şeklinde dönüştürülerek". Bina aplikasyonu hazırladık ve aplike ettik. Fakat bölgedeki LİHKAB'lara Lokal->ITRF2005 dönüşüm parametresi verildiği için doğrudan Lokal->ITRF2005 dönüşümü yaparak LİHKAB aplikasyon Krokisi düzenlemişler. İki dönüşüm sonucu koordinatlar arasında 45 cm fark var. Bu durumda benim hazırladığım bina aplikasyon krokisi Belediyenin 2021 yılında yapmış olduğu sayısal koordinatlı Revize Planla birebir uyumluyken LİHKAB aplikasyonu bu planla 45 cm farklılık oluşturmaktadır. Bu durumda karşımıza çıkan sorunlardan birisi Revize plânın tekrar revizesi gerekmektedir veya LİHKAB'ın revize edilmesidir.
Bina aplikasyonunu yapan harita mühendisi LİHKAB'a uymak zorundadır kuralına bakarak yanlışa uyulmalı, yoksa yanlış emsal teşkil edemez kuralına bakılarak LİHKAB'ın dönüşümü düzeltmesi mi gerekir? (Okur).
CEVAP) (Sözümüz meclisten dışarı) Hani derler ya, deveye sormuşlar; “Boynun niye eğri?” diye… O da cevap vermiş; “Nerem doğru ki !!!”
Verdiğiniz örneğe bakacak olursak; çık çıkabilirsen işin içinden… Söylediğiniz seçeneklerden hangisini seçerseniz problem düzelir? … Maalesef çıkmaz bir sokak misali bir yerdesiniz.
Sayısallaştırma neden gerekli?
Biliyoruz ki sayısal çalışma mevzuatımıza 1988 yılında yürürlüğe giren Büyük Ölçekli Haritaların Yapım Yönetmeliğiyle girmiştir. Sayısal çalışmanın yararı nedir?... Önceki çalışmalarla oluşturulan grafik paftalardan uygulama verirken paftalar üzerinden değer üreterek aplikasyon yapılmakta idi. Her bir farklı eleman tarafından çıkarılan aplikasyon krokisi de, insan faktörü nedeniyle, küçük çapta da olsa farklılıklar gösterebilmekte idi. Bunun için de mevzuata bir de tecviz (yanılma) sınırı formülü konmakta idi…
Halbuki; sayısal çalışmalarda parsel kırık noktalarının her birinin X ve Y koordinat değerleri hesaplanmakta, uygulama söz konusu olduğunda da bu koordinatlar farklı elemanlara göre farklı değerler almamaktadır.
Koordinatlar farklı elemanlara göre farklı değer almamaktadır. Ancak işte bu noktada, bu değerlerin doğru ve gerçeği tam yansıtır şekilde hesaplanmasının önemi ortaya çıkmaktadır.
Peki bu koordinatlar nasıl hesaplanmalı ki doğru olsun!
Paftası grafik olan yerlerde; öncelikle eldeki verilerle zemine inilmeli, aplikasyon kusurları giderilip, parselin zemindeki noktaları netleştirildikten sonra, günün tekniğine göre alımı yapılıp, koordinatların da ona göre hesaplanması gerekir. Ama uygulamada çoğu zaman (işin kolayına kaçılıp) pafta üzerinden koordinat okumak suretiyle koordinatlar elde edilebiliyor. Dolayısıyla önceki paftanın olumsuzluğu olduğu gibi sayısal değerlere yansıyor.
(Bu şekilde sayısallaştırma ile elde edilen değerler değiştirilemeyip, aynen alınmak durumunda kalındığından, her uygulamada küçük ya da büyük hatalar ortaya çıkabilmekte, sonra da bunu nasıl çözeceğiz diye çare aranmaktadır. Halbuki bu şekilde sayısallaştırma yerine, paftanın grafik halinden uygulama verilmiş olsa idi, paftadaki detaylardan – özellikle parsel içindeki yapılardan – hareketle, icabında aplikasyon kusurlarını giderme şansımız bulunurdu. Onu da yok etmiş oluyoruz.)
Sayısal değer elde ettiğimiz bir başka konu da 22/a gereğince güncelleme çalışmaları (“Yenileme” idi, “Uygulama” oldu, en son olarak da “Güncelleme” adını verdik). Güncelleme çalışmalarının teknik yönü de malum ihale suretiyle yüklenici tarafından yapılmaktadır. Her bir pakette birim sayısı fazla, süre kısa, kadastro personelinin kontrolü için neredeyse hiç süre yok, imza atmaya zor yetişiyor… Dolayısıyla da, yüklenicinin ürettiği koordinatlar da ne yazık ki istenen hassasiyette olamamaktadır. Zaman zaman 22/a yapılan yerde, (elde edilen koordinat değerlerinin zemini yansıtmadığı gerekçesiyle) ikinci bir 22/a uygulaması da yapılmak zorunda kalınmaktadır.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de; şu sistemdeki koordinatları bu sisteme çevirelim, olmadı onu da öteki sisteme çevirelim… İşte sizin karşılaştığınız sorunlar böyle ortaya çıkmaktadır… Bu şekilde elde edilen değerler nedeniyle, yüzlerce yıllık tarihi eserler dahi, tecavüzlü olma riskiyle karşılaşmaktadır.
Sözü uzattık gibi görünse de, bu konuda sayfalar dolusu yazılsa azdır.!
Örneğinizde siz şunu mu demek istiyorsunuz?
“Biz lokalden, önce ED50’ye, ED50’den de ITRT2005’e çevirdik. LİHKAB ise lokalden doğruca ITRF2005’e dönüştürdük.”
Böyle ise; öncelikle ezbere hareket etmemek, diğer verilerden yararlanarak doğruyu bulmak gerekir. Söylediğinize göre; örneğinizde diğer veriler sizin hesabınızın doğru olduğu yönünde… Sizin işlem yaptığınız parsel için problem çözülse bile diğer parsellerde aynı problemle karşılaşmamak için LİHKAB’ın, hesabının kontrolünü sağlatmak gerek, … (hkocak)
----------------- BİRLEŞTİRME / TEVHİT -----------------
140 – TEVHİTE TABİ PARSELLERDE KOT FARKI
SORU) Plânlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 19’uncu maddesinde; “…. Aralarında 3.00 metre ve daha fazla kot farkı bulunan imar parselleri tevhit edilemez” hükmü bulunmaktadır. Bu 3.00 metre kot farkı için parsellerin hangi noktaları esas alınacaktır. (özgür.ç)
CEVAP) Tevhide tabi parseller arasında 3 metreden fazla kot farkı olmamalı kuralındaki 3 metrelik kot farkında neyin esas alınacağına yazılı olarak rastlamadım. Bunun herhangi bir yerde tanımı yoksa; bence parsellerin tüm yüzeylerinin ortalama kotları arasındaki fark alınmalıdır. ... (hkocak)