Av.Hüseyin KOÇAK
İmar plânı bulunmasına karşın henüz 3194 sayılı İmar Kanununun 18’inci maddesi gereğince uygulama yapılmamış bir yerde, aynı Kanunun 15 ve 16’ncı maddeleri gereğince yola terk varsa, daha sonra yapılacak 18’inci madde uygulamasında bu terkler de gündeme gelecektir.
Bu husus, daha önce 15 ve 16’ncı madde gereğince bedelsiz terk edilen kısımların, henüz 18 uygulaması yapılmadan, yeni bir plân tadilatıyla tescile tabi yerlere rastlaması durumunda nasıl bir işleme tabi tutulması gerektiği özellik arz etmektedir.
1) Bedelsiz terk edilen yerler eski malikine döner mi?
2) Bu yerler belediye tarafından ihdas edilebilir mi?
A – Bedelsiz Terkler Eski Malikine Döner mi?
Daha önce 15 ve 16’ncı maddeler gereğince bedelsiz olarak yola terk edilen yerler, yeni bir plân tadilatı ile tescile konu olursa, eski malikine döner mi?
Öncesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.06.1973 gün E.1971/1-224, K.1973/524 sayılı kararı; terk edilen yerlerin, plân tadilatı sonucu tescile konu hale gelmesi durumunda, ilgilisine geri döneceği yolunda idi. Bu kararı dayanak alan, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün talimatları da aynı paralelde idi.
Daha sonra, gerek Yargıtay ve gerekse Danıştay 6. Dairesi bu görüşten vazgeçip, daha evvelki uygulamalarla yola terk edilen yerlerin imar plânı tadilatı ile tescile konu olması halinde eski maliklerine dönmeyeceğine dair hüküm tesis etmişlerdir.
(YARGITAY 5.HD.E.1996/5090, K.1996/5622 sayılı ve E.1995/12446, K.1995/13658 sayılı kararları… danıştay 6.Da.E.1993/3381, K.1994/3381 sayılı ve E.1994/1108, K.1994/3671 sayılı kararları.)
Konuyla ilgili ANAYASA MAHKEMESİ’nin 12.01.2012 tarih E.2011/23, K.2012/3 sayılı kararı da, 15 ve 16'ncı maddeler gereğince terk edilen yerlerin; daha sonra ilgilisine geri dönmeyeceği yolundadır.
Anayasa Mahkemesinin bu kararının geniş özeti şu şekildedir;
“…Yollar zaman içinde gelişen ihtiyaçlara bağlı olarak imar plânlarında değişiklik yapılması suretiyle kapatılabileceği gibi bazı yol parçalarının açığa çıkması da ihtimal dâhilindedir. Kapanan ya da açığa çıkan yol veya yol parçaları kamu malı niteliğini kaybederek idarenin özel malı haline geleceğinden kamu mallarına ilişkin koruma ortadan kalkar. Bu nedenle itiraz konusu kural böylece açığa çıkan taşınmazların tapu sicilinin sağladığı güvenceden yararlanabilmesi için tapu siciline tescilini öngörmektedir. İdare yeni bir kararla bu taşınmazları kamu yararına tahsis ederek kamu malına da dönüştürebilir. Aynı şekilde İmar Kanununun 18’inci maddesi gereği parsellerin yeniden düzenlenmesinde eski yol parçalarını özel kişilerin arsaları ile birleştirebilir. Eğer yeniden kamu yararına tahsis edilmezse, idare özel hukuk rejimi çerçevesinde bu malları tasarruf eder, gerekirse satabilir.
Kamu mallarının ve idarenin özel mallarının tabi olduğu hukuki rejim mevzuatımızda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. İdarenin keyfi uygulamalara sapması halinde buna karşı adli ve idari yargıda dava açma yolları açıktır. Bu nedenle itiraz konusu kuralın keyfiliğe yol açacak bir düzenleme olduğu söylenemez.
Diğer taraftan kamu malları devletin mülkiyeti altındadır. İtiraz yoluna başvuran mahkeme her ne kadar yolların kaynağı itibariyle özel mülkiyet konusu taşınmaz olma ihtimalini dikkate alarak malik tarafından rızaen yola terk edilen alanların idarenin bir kararı ile yol olmaktan çıkarılarak idarenin özel malı haline getirilmesinin Anayasanın 35’inci maddesine aykırılık oluşturduğunu ileri sürmüşse de, yollar kaynağı itibariyle özel mülkiyetteki taşınmazlara dayansa bile bunlar çeşitli usullerle kamu malı haline getirilmiş olabilirler. Kamulaştırma, düzenleme ortaklık payı ayrılması gibi usuller özel mülkiyetteki taşınmazların yol yapılmasında başvurulacak temel usullerdir. Bu hallerde malik taşınmazın karşılığını ya kamulaştırma bedeli, tazminat ya da geri kalan taşınmazlarının değer artışı yoluyla elde etmiş ve taşınmazın mülkiyeti kamuya geçmiştir. Malikin rızasıyla yola terk etmesi de kaynaklardan birisi olmakla birlikte bu durumda bir bağışlama söz konusu olup hukukumuzda bağışlamanın şarta bağlı olarak yapılması mümkündür. Eğer malik bağışladığı taşınmazın yol dışında başka bir amaç için kullanılmasını istemiyorsa şarta bağlı bağışlama yapma imkânına sahiptir. Bu yönüyle itiraz konusu kuralın mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği söylenemez...”
Bu karara göre;
3194 sayılı İmar Kanununun 15 ve 16’ncı maddeler gereğince yola terk yapılırken; terk edilen bu yerin yol dışında başka bir amaçla kullanılamayacağına dair herhangi bir şart koşulmamışsa, terk edilen kısım bir bağış sayılacak ve bu yer daha sonra tescile konu olduğunda da, eski maliki tarafından hak iddiasında bulunulamayacaktır.
FAKAT, bireysel bir başvuru üzerine ANAYASA MAHKEMESİ bu kerre, bedelsiz terkin, uygulama öncesi plân tadilatı ile tescile konu olması halinde eski malikine döneceği yolunda hüküm kurmuştur.
28.03.2017 tarihli ve 30021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ANAYASA MAHKEMESİ’nin 2014/11994 başvuru numaralı ve 09.03.2017 tarihli kararının özeti şu şekildedir;
“… I – BAŞVURUNUN KONUSU
- Başvuru, yol şartıyla belediyeye terk edildikten sonra imar plânında değişiklik yapılarak konut alanında dönüştürülen ve başka bir parsel ile birleştirilen taşınmazın önceki maliklerine iade edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II – BAŞVURU SÜRECİ
- Başvuru 15.07.2014 tarihinde yapılmıştır.
- Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
- Bölüm başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
- Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III – OLAY VE OLGULAR
- Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve B….. Belediye Başkanlığınca (Belediye) gönderilen belgeler ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kayıtlarına göre ilgili olaylar şöyledir:
- Başvurucular S.O.U. ve S.U. 1954 doğumlu olup ….. İli B….. İlçesinde ikamet etmektedirler.
A- Uyuşmazlığın Arka Planı
- Başvurucuların iddiasına göre 1990 yılında satın almak suretiyle mülk edindikleri ve 26.10.1955 tarihinde imar parseli vasfı kazanmış olan ….. İli B….. İlçesi D….. Mahallesinde kain 56 pafta 25 ada 37 parsel numaralı taşınmazın üzerinde bulunan üç katlı yapının yenilenmesi amacıyla Belediyeye başvurmaları üzerine Belediye tarafından taşınmazın toplam 154.54 m²’sinin yol yapılmak üzere bedelsiz olarak Belediyeye terk edilmesi şart koşulmuştur. Beşiktaş Belediyesi İmar Plânlama Müdürlüğünce düzenlenen 07.03.1991 onay tarihli ‘İmar Durumu’ belgesinde ‘(A) işaretli kısım terk edilmedikçe uygulama yapılamaz.’ notu yer almaktadır. Yine aynı Müdürlük tarafından düzenlenen 01.07.1992 tarihli inşaat istikamet rölevesine de ‘(A) işaretli alan yola terk edilecektir.’ notu düşülmüştür.
- Taşınmazın imar istikameti önünde kalan 154.54 m²’lik kısmının 18.08.1992 tarihinde B….. 8.Noterliğince düzenlenen taahhütnameyle yol olarak bedelsiz bir şekilde Belediyeye terk edilmesi başvurucular tarafından taahhüt edilmiştir. Taşınmazın terki taahhüt edilen kısmının 74,50 m²si doğu cephesinde, 80 m²si güney cephesinde konumlanmaktadır.
- B….. Belediye Encümeninin 27.08.1992 tarihli kararıyla anılan taahhütnameye istinaden taşınmazın imar istikameti önünde kalan 154.54 m²lik kısmının yol olarak terk edilmesi kararlaştırılmıştır.
- B….. 2.Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünce 16.09.1992 tarihinde taşınmazın 154.54 m²lik kısmı yol olarak sicilden terkin edilmiştir.
- Başvurucular taşınmazın geri kalan bölümü için 07.10.1992 onay tarihli inşaat ruhsatı almış ve bu bölümün üzerinde beş katlı bina inşa etmişlerdir.
- Hisar Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğünce, taşınmazın devri işlemlerindeki usulsüzlükler nedeniyle başvurucular adına cezalı tapu tahsis harcı tarh ettirilmiş ve başvurucular tarafından anılan vergi, zam ve cezalarıyla birlikte toplam 565.960.000 TL. olarak 02.11.2002 tarihinde ödenmiştir.
- B….. Belediyesince 16.07.2005 tarihinde 1/5000 ölçekli nazım imar plânında, 09.08.2007 tarihinde ise 1/1000 ölçekli uygulama imar plânında değişiklik yapılarak başvurucuların taşınmazının önünde (güney cephesinde) ‘sokak’ olarak ayrılan 80 m²’lik bölüm ‘konut alanı’na dönüştürülmüştür. Belediye tarafından 80 m²’lik kısım komşu 36 numaralı parselle birleştirilmiştir.
B- Birleştirme İşlemine Karşı Açılan İptal Davasına İlişkin Yargısal Süreç
- Başvurucular tarafından 17.12.2009 tarihinde Belediyeye başvuruda bulunularak taşınmazın kendilerine iadesi ve kendi parseli olan 37 numaralı parselle birleştirilmesi talep edilmiştir. Belediye tarafından anılan talep 07.01.2010 tarihli yazıyla reddedilmiştir.
- Başvurucular, söz konusu 80 m²’lik kısma ilişkin plan değişikliğinin ve bu kısmın komşu 36 numaralı parselle birleştirilmesine dair işlemin iptali ile taşınmazın kendilerine iadesi istemiyle 26.02.2010 tarihinde ….. 6.İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmışlardır. İdare Mahkemesi 23.09.2011 tarihli kararla anılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Bahsi geçen karar Danıştay 6.Dairesinin 21.02.2013 tarihli kararıyla bozulmuştur.
- Bozma kararına uyan İdare Mahkemesince işin esasına geçilerek keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi Heyeti tarafından İdare Mahkemesine sunulan 05.03.2015 tarihli raporda, yol şartıyla bedelsiz olarak Belediyeye terk edilen taşınmazın imar planlarıyla kamu kullanımından çıkarılması durumunda iadesinin gündeme gelebileceği belirtilmiş ancak iadenin bedelsiz olmasını öngören hiçbir mevzuat hükmünün bulunmadığı ve dolayısıyla tevhit işleminin mevzuata aykırı olmadığı ifade edilmiştir. Bunanla birlikte konut alanına dönüştürülen taşınmazın 36 numaralı parsel yerine 37 numaralı parselle birleştirilerek eski malike satılması usulünün benimsenmesinin hakkaniyete ve adalete daha uygun düşeceği görüşü açıklanmıştır.
- Bireysel başvurunun yapıldığı tarihten sonra İdare Mahkemesince 29.01.2016 tarihinde verilen kararla bilirkişi raporu doğrultusunda taşınmazın 36 numaralı parselle birleştirilmesine ilişkin işlem iptal edilmiştir. İdare Mahkemesi, taşınmazın iadesine karar verilmesinin idare yargı yetkisinin dışında kaldığı gerekçesiyle bu istemin reddine karar vermiştir.
- Anılan karar Belediye tarafından 08.04.2016 tarihinde, başvurucular tarafından ise 13.04.2016 tarihinde temyiz edilmiş olup tarafların temyiz talepleri henüz karara bağlanmamıştır.
C- Tapu İptali ve Tescil Davasına İlişkin Yargısal Süreç
- Başvurucular 03.09.2010 tarihinde ….. 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme), taşınmazın konut alanına dönüştürülerek 36 numaralı parselle birleştirilen 80 m²’lik bölümünün belediye adına olan tapu kaydının iptali ile 1/2 hisseleri oranında adlarına tesciline ve ayrıca müdahalenin menine karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır.
- Mahkeme 05.04.2012 tarihinde olay yerinde bilirkişilerle birlikte keşif yapmıştır. Bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, rıza gösterilerek Belediyeye terk edilen taşınmazın yol fonksiyonunun değişmesinin iadesini gerektirmediği belirtilmiş ancak ihtilaf konusu 80 m²’lik bölümün 36 numaralı komşu parselle birleştirilmesinin, başvuruculara ait taşınmazın bu yolu çıkışının ve bu yönde pencerelerinin bulunması nedeniyle başvurucuları zarara uğratacağı görüşü açıklanmıştır.
- Mahkemece 24.01.2013 tarihinde verilen kararla dava reddedilmiştir. Kararın gerekçesinde yerleşik yargı içtihatlarına atıfta bulunularak 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 35’inci maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı olarak bir defaya mahsus alınan yol, yeşil alan, benzeri kamu hizmet ve tesisleri için ayrılan yerler ile özel parselasyon sonucu malikinin muvafakatiyle kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı ifade edilmiş ve belirtilmiştir. Kararda ayrıca, Belediye tarafından konan tevhit şartının ise tamamen idari işlem niteliğinde olduğu hatırlatılmıştır.
- Anılan karara karşı yapılan temyiz istemi Yargıtay 5.Hukuk Dairesince (Daire) 12.11.2013 tarihli kararla reddedilerek Mahkeme kararı onanmıştır. Karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 26.05.2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
- Kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin karar 09.07.2014 tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiştir.
- Başvurucular 15.07.2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.”
DANIŞTAY Kararları:
* 6.Dairenin 13.10.2015 tarih, E.2012/5723, K.2015/5912 sayılı kararı;
Özet: “Kamu alanında kalan ve kamu yararı amacıyla kamu gücü kullanılarak davacıdan alınan taşınmazın daha sonra davalı idarece yapılan imar plânı değişikliği ile imar adasına dahil edilmek suretiyle kullanım amacının değişmesi sonucunda davacıya bedelsiz iade edilmesi gerektiğinden aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet bulunmadığı hakkında. … "
B – Bedelsiz Terklerin İhdası ve Tapu Kadastro İdaresince Yapılacak İşlem
En son Anayasa Mahkemesinin 09.03.2017 tarihli kararı ve yine bir üst başlık altında yer verilen Danıştay kararına göre; İmar Kanununun 18’inci madde uygulamasını beklemeksizin aynı Kanunun 15 ve 16’ncı maddeleri gereğince bedelsiz terk edilen yerlerin; bir plân tadilatıyla tescile konu olması halinde bu yerlerin belediye tarafından ihdas edilmemesi gerekir. (*)
* * *
(*) Buna rağmen ihdas edilerek Tapu ve Kadastro İdaresine gelmesi durumunda; öncelikle kadastro müdürlüğünce yapılan teknik kontrol sırasında, ihdasın, daha önce bedelsiz terk edilen yerlerden olup, olmadığının kontrol edilmesi gerekir. Eğer daha önce terk edilen yerlerin ihdas edildiği anlaşılıyorsa, diğer eksikliklerin yanı sıra bu hususun da belediyeye hatırlatılması, belediye tarafından talepte ısrar edilmesi halinde de talebin yerine getirilmesi gerekir.
Ancak ek olarak tescili müteakip tapu müdürlüğü tarafından da; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün daha önceki uygulamalarında olduğu üzere, taşınmazın eski malikine gerekli bildirimin yapılması gerekir. Böylece, daha önce bedelsiz terk edilen yerde hak iddiası olan eski malikin, önce İdare, daha sonra da yargı nezdinde hakkını aramasının temini sağlanmış olur.